Toplu Sözleşme Politikamız

Kaynağını emeğin yüce değerinden, gücünü işçi sınıfından alan Genel-İş, örgütlediği bütün işçileri toplu sözleşme kapsamına almayı önüne hedef olarak koymuştur.

Güvencesiz istihdamın arttığı ve giderek baskın hale geldiği günümüz koşullarında sınıf ve kitle sendikacılığı, işçilerin örgütlenerek toplu sözleşme kapsamına alınması ve sınıf bilinci kazanmasında Genel-İş’in temel ilkesidir.

Sendikamız, toplu sözleşme politikasının merkezine üye tabanımızın söz ve karar sahibi olmasını alır. Demokratik katılım ilkesini gözeterek, hazırlanmasından imzalanmasına kadar olan süreçte, işyerlerinde çalışan üyeleri ile ortak çalışmalar yaparak çoğunluğun görüşü doğrultusunda toplu iş sözleşmeleri bağıtlar.

Toplu görüşme aşamalarında üyelerimiz olabildiğince detaylı bilgilendirilir, kritik noktalarda görüşleri ve olurları ayrıca alınır ve genel bir uzlaşma sağlanmadan sözleşme imzalanmaz. Şubelerimiz bu ilkeye bağlı çalışır.

Sendikamız, toplu sözleşme politikasının odağına iş güvencesini oturtmuştur. Bir yandan ücret ve parasal haklar konusunda günün koşullarına uygun bir düzeyi yakalamaya çalışırken diğer yandan da ancak bir işi olanın ücret alabileceği gerçeğinden hareketle iş güvencesi konusunu göz ardı etmez.

Sendikamız toplu sözleşmelere Disiplin Kurulu, 158 sayılı ILO Sözleşmesi, bildirim önelleri ve cezai şartlar gibi iş güvencesine yönelik maddeler koyar.

İşyerlerinde, sendika temsilcisinin de içinde bulunduğu, yetkili disiplin kurullarıyla tazminatsız fesihlerle mücadele eder. Bu yöntem Genel-İş'i diğer sendikalardan farklı kılar.

158 sayılı ILO Sözleşmesine gönderme yapan ve işverenin hizmet akdine haksız bir gerekçeyle veya gerekçesiz biçimde son vermesini önleyici maddelere yer verir.

Hukuktaki, "iddiacı iddiasını ispatlamak zorundadır" genel kuralını tersine çeviren bu madde de, haklı bir neden gösteremeyeceği durumda işvereni fesihten caydırıcı olması nedeniyle iş güvencesi bakımından son derece önemlidir.

Bildirim önelleri, cezai şart ve tazminatlar da, işvereni işçi atmaktan caydırıcı nitelikleriyle, iş güvencesi politikamızın hayata geçirilmesine katkı sağlar.

İş güvencesine dönük bu önlemler, sendikalaşmayı da cesaretlendirir.

Taşeronlaştırmayı engellemeye yönelik ise, üyelerimizin işten atılma riskini azaltmak, taşeron şirket işçisi sınıf kardeşlerimizin haklarını korumak ve güçlendirmek için düzenlemelere yer verilir.

İşçiyi üretim sürecinin asli bir öznesi konumuna getirmek, işten atılma korkusu olmadan sendikalarda örgütlenmelerini sağlamak ve haklarını garanti altına almak toplu sözleşme politikamızın nihai hedefidir.