Türkiye işçi sınıfı mücadelesinin büyük işçi önderlerinden, ilk Genel Başkanımız Abdullah Baştürk, 29 Mayıs 1929’da Yalova’ya bağlı Güneyköy’de doğdu. Ortaokulu maddi güçlükler nedeniyle yarıda bırakarak işçiliğe başladı. Çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 1950’de askere gitti. Dönünce sıhhi tesisatçılığa başladı ve 1955 yılında İstanbul Belediyesi Fen İşleri’ne sıhhi tesisatçı olarak girdi. 1961 Yılında İstanbul Belediyesi Fen İşleri Sendikası’na üye oldu ve ilk genel kurulunda genel sekreterliğe seçildi. Bu sendikanın adı daha sonra İstanbul Belediye İşçileri Sendikası olarak değiştirildi. Baştürk’ün Genel Sekreteri olduğu sendika 1962’de milli tipe dönüştürüldü; adı Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) olarak değiştirildi. Genel-İş’in kurucuları arasında olan Baştürk, Kasım 1962’de yapılan genel kurulda Genel-İş’in Genel Başkanlığına, 1964’te Türk-İş Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.
1963 yılında Bursa belediye işçileri onun önderliğinde 274 ve 275 sayılı yasaların çıkmasından sonraki ilk yasal grevi yaptılar. 1966’da Yalınayakların Yürüyüşü olarak da anılan “Çorum Belediyesi Temizlik İşçileri Yürüyüşü” ve 1967’de Manisa Belediyesi işçilerinin grevi ve “Anayasa Yürüyüşü“ne önderlik etti. 1969’da Yozgat Milletvekilliği’ne seçildi. 1971 yılında Kızılcahamam’da toplanan Türk-İş Yönetim Kurulu’na Petrol-İş, Deniz Ulaş-İş, Yol-İş genel başkanları ile birlikte Dörtler Raporu’nu sundu, Türk-İş yönetimini eleştirdi. Bu rapor daha sonra yeni katılımlarla 12’ler ve 24’ler Raporu adını aldı ve Türk İşçi Hareketi için Sosyal Demokrat Düzen Raporu’na dönüştü. Baştürk, 1973 seçimlerinde CHP’den İstanbul Milletvekilliği’ne seçildi. Sendikamızın 1976 Haziranı’nda Türk-İş üyeliğinden ayrılma ve DİSK’e katılma kararı almasına öncülük etti. Aralık 1977’de yapılan DİSK 6. Genel Kurulu’nda DİSK Genel Başkanlığı’na ve PSI yönetim kurulu üyeliğine seçildi.
1979 ve 1980 1 Mayıs kutlamaları nedeniyle iki kez tutuklandı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ilk saatlerinde gözaltına alındı, daha sonra tutuklandı ve 4 yılı aşkın bir süre cezaevinde kaldı. DİSK davasında “Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs” ettiği iddiasıyla TCK’nın 146. maddesinden idam talebiyle yargılandı ve beraat etti. Bu arada 1987’de İstanbul Milletvekili seçildi. 1991 yılında Askeri Yargıtay‘ın beraat kararıyla mahkeme kararıyla yeniden faaliyete başlayan DİSK’in başına geçti.
Abdullah Baştürk, uluslararası düzeyde de ağırlığı olan bir sendika lideriydi. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra 4 yıllık tutukluluğun ardından cezaevinden çıktı ve DİSK’in yeniden faaliyete başlaması kampanyasını uluslararası düzeye de taşıdı. DİSK, 1985’de ETUC üyeliğine kabul edilince, ETUC Yönetim Kurulu Üyeliği’ne seçildi. Bu görevi ölünceye kadar sürdü. 1987 yılı sonunda, daha önce bir kez Nelson Mandela’ya verilen İsveç Sendikal Hareketi Özgürlük Ödülü’nü aldı. DİSK Davası’nda yapmış olduğu savunma 1986’da “Türkiye’de Sendikacılık Yargılanıyor: Abdullah Baştürk’ün Savunması” adıyla yayımlandı ve 1987’de PSI tarafından İngilizce olarak (Defence of Abdullah Baştürk) basıldı.
7 Aralık 1991’de DİSK’in 8. Genel Kurulu’nu hazırlamak üzere DİSK Tüzük Genel Kurulu’nu topladı. Sendikaların mal varlıklarının yeniden geri alınması çalışmalarını yaparken beyin kanaması geçirdi ve 21 Aralık 1991 günü yaşama veda etti.