13/04/2020
DİSK/Dev Yapı-İş Avrupa Yakası Temsilcisi Hasan Oğuz, 20 Mart günü işçilerin COVID-19’a karşı hiçbir önlem alınmadığı gerekçesiyle Koronavirüs’ten korunma talebi ile iş bıraktığı Galataport şantiyesinde çalışıyordu.
Şantiye’de 3 Nisan günü 3 işçide pozitif vaka çıkmasına rağmen üretim durdurulmamış, işçiler çalışmaya zorlanmıştı. Hasan Oğuz, 7 Nisan günü kalp krizi geçirdi. Yoğun bakıma kaldırılarak gözlem altında tutulan Oğuz’da görülen hastalık belirtileri COVID-19’du ve o yönde tedavi uygulandı. Ancak kurtarılamadı, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren Oğuz’un hastane raporlarında ölüm sebebi ise “bulaşıcı hastalık” olarak belirtildi.
Bu salgın günlerinde Galataport inşaatının devam ettirilmesi işçilerin canından değerli midir?
Oysa şantiyede 3 işçide pozitif vakanın çıktığı 3 Nisan’da işveren üretimi sonlandırarak işçilere karantina uygulatabilir ve tüm işçilere test yaptırabilirdi. Bu gözünü kardan başka hiçbir şey görmeyen işverenin, 3 işçide kronavirüs çıkmasına rağmen işçileri ölümleri pahasına çalışmaya zorlamasıdır, iş cinayetine davetiyedir ve göz göre göre de bu cinayet işlenmiştir.
Başkaca ölümlerin yaşanmaması için öncelikle bu şantiye derhal mühürlenmeli, şantiyede çalışan tüm işçiler karantinaya alınarak teste tabi tutulmalı ve işçiler ücretli izne çıkarılmalıdır. İşçilere ölüm pahasına çalışmayı onay veren işveren ve denetim sorumluluğunu yerine getirmeyen kamu görevlileri ise yargılanmalıdır.
Bir kez daha yineliyoruz: salgının ve dolayısıyla ölümün kol gezdiği şu günlerde zorunlu olmayan tüm işler acilen durdurulmalı ve ölümcül salgın tehlikesi bitene kadar tüm işçiler ücretli izne çıkarılmalıdır.