İşyerinde Sağlığımızı Etkileyen Risk Etmenleri

17/11/2016

İşçinin çalışma ortamından kaynaklı ve işçinin sağlık ve güvenliğini tehlikeye atacak tehlikeler ve bu tehlikelerin meydana getirdiği risk kaynakları neyse o kaynağa uygun sağlık ve güvenlik gözetimi planlanmalıdır. Bunun için de öncelikle işyerindeki tehlikeler belirlenmeli, kimlerin, nasıl zarar görebileceği saptanmalı, risklerin analizi yapılmalı, bunun sonucuna göre alınacak kontrol önlemlerine karar verilmeli ve önlemler uygulamaya konulmalıdır.
İşçilerin çalışma yaşamında maruz kaldığı ve sağlıklarını bozacak olan risk etmenleri aşağıda belirtildiği şekilde sınıflandırılabilir:

1- Fiziksel kaynaklı risk etmenleri
Gürültü ve titreşim
Yüksek ve alçak basınçta çalışma
Soğuk ve sıcakta çalışma
Tozlar
Radyasyon

2- Kimyasal kaynaklı risk etmenleri
Ağır metaller
Çözücüler
Gazlar

3- Biyolojik kaynaklı risk etmenleri
Bakteri kaynaklı olanlar
Virüs kaynaklı olanlar
Biyoteknoloji kaynaklı olanlar

4. Psikolojik kaynaklı risk etmenleri

5. Ergonomiye özensizlikten kaynaklanan risk etmenleri

1. Fiziksel kaynaklı risk etmenleri
Çalışılan ortamın, gürültü, sıcaklık, nem, basınç, toz, radyasyon ve kullanılan aletlerdeki titreşim gibi fiziksel özellikleri insan sağlığını etkiler.
Bu sayımızda çağımızdaki makineleşmenin getirdiği sorunlardan biri olan gürültüyü işleyeceğiz.

Gürültü Nedir?
Gürültü, hoşa gitmeyen, istenmeyen, rahatsız edici ses olarak tanımlanabilir.
1977 yılında yayınlanan ILO 148 sayılı gürültü ve titreşim hakkında sözleşme kararında; gürültü, işitme bozukluğuna neden olan veya sağlığın bozulmasına veya başka tehlikelerin meydana gelmesine neden olan seslerdir.

Peki nasıl duyarız?
Duyma, ses dalgalarının kulak zarındaki hareketleri sonucu oluşur. Kulak zarı titreşir, iç kulak kemiklerini harekete geçirir ve bu daha sonra bir sıvı içeren salyangoz şeklindeki organ olan kulak salyangozu üzerine baskı uygular. Kulak salyangozu içindeki sıvının hareketi, sesi beyne ileten minik tüylü hücreler tarafından algılanır. Aşırı gürültüye maruz kalma sonucu ise bu tüylü hücreler hasar görür ve duyma sağlığımız bozulur.

İnsanoğlu 20 Hz ile 20,000 Hz frekanslar arası sesleri duyabilmektedir.

İnsan kulağı, sıfır desibel(dBA) (duyma eşiği) ile 140 desibel(dBA) (tehlikeli bir maruziyet düzeyi, ağrı eşiği) aralığında olmak üzere, desibel (dB) cinsinden ölçülür. Buna göre çeşitli ses düzeyleri için değerler aşağıda verilmiştir:

0 Duyulabilir en zayıf sesler      70 Gürültülü radyo veya TV
10 Yaprak hışırtısı, fısıltı           80 Yoğun cadde
20 Çok sessiz bir mekan            90 Yakından geçen ağır vasıta
30 Alçak sesle konuşma           100 Yol matkabı 110 Motorlu zincir testere
40 Sessiz bir ofis                     120 Perçinleme makinesi
50 Normal konuşma                140 Yakından havalanan jet
60 Yoğun ofis

Gürültü düzeylerine göre (izin verilen) günde en fazla ne kadar süre çalışılabilir?

Gürültünün sürekli ya da kesikli olması durumlarında;
GÜRÜLTÜ DÜZEYİ        GÜNLÜK     ÇALIŞMA  SÜRESİ
85 dB(A)         8 Saat
90 dB(A)         4 Saat
95 dB(A)         2 Saat
100 dB(A)       1 Saat
105 dB(A)       1/2 Saat
110 dB(A)       1/4 Saat
115 dB(A)       1/8 Saat

Gürültülü ortamın işçi üzerinizdeki etkileri nelerdir?
Fiziksel Etkiler: Geçici veya sürekli işitme bozuklukları oluşabilir.
Fizyolojik Etkiler: Kan basıncı artışı, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp atışlarında yavaşlama, ani refleksler gözlenebilir.
Psikolojik Etkiler: Davranış bozuklukları, aşırı sinirlilik, stres hali gözlenebilir.
Performans Etkiler: İş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu, hareketlerin yavaşlaması gözlenebilir.

Günlük,  gürültü maruziyet düzeyi ve gürültü maruziyet süresi işitme hasarı riskini belirleyen dış parametrelerdir.

Gürültü Düzeyi          İşitme Yeteneği Kaybı (%)
(dB)                           5 yıl sonra    10 yıl sonra    20 yıl sonra
80                                       0                 0                   0
90                                       4               10                 16
100                                   12               29                 42
110                                   26               55                 78

İşitme hasarı günlük 85 dB(A) veya daha fazla gürültü düzeylerine maruz kalma nedeniyle oluşabilir. 85 ile 89 dB(A) günlük gürültü düzeylerinde hasar yalnızca uzun süreli maruziyetlerden sonra oluşabilirken, 90 dB(A) ve üzerindeki düzeylerde hasar riski belirgin olarak daha yüksektir. Günlük 85 dB(A)’ den daha az gürültü maruziyet düzeylerinin gürültüden dolayı işitme hasarı yaratması pek olanaklı değildir. Sağlıklı kulakları olan kişilerde, 90 dB(A)’ de günlük gürültü maruziyet düzeyi süresi 6 yılı, 87 dB(A)’ de 10 yılı ve 85 dB(A)’ de 15 yılı aşmazsa genellikle gürültüden dolayı işitme hasarının oluşmayacağı varsayılabilir.

İşyerinizdeki gürültünün yüksek olup olmadığını nasıl anlarsınız?

İşyerinde 1 metre uzaktaki biriyle konuşurken sesinizi yükseltmek zorunda kalıyorsanız, iş bitiminde evinizde ya da arabanızda radyonuzun ya da televizyonunuzun sesini başkalarına rahatsız edici gelecek kadar yükseltiyorsanız, iş bitiminde kulaklarınızda çınlama ya da uğultu oluyorsa, iş dışındaki kalabalık bir ortamda karşınızdakiyle konuşmanızı anlama sorununuz varsa işyerinizde bir gürültü sorunundan şüphelenilmelidir. İşyerinizde gürültünün yüksek olup olmadığını anlamak için, işyerinizde gürültü ölçümü yapılmalı, bu sayede işyerindeki gürültünün izin verilen sağlık sınırlarının üzerinde olup olmadığı, hangi alanlardaki çalışanların bundan etkilendiği kesin olarak belirlenmelidir.

Gürültüden korunmak için ne tip önlemler alınması gerekir?
Gürültülü ortamlardan korunmak için alınması gereken önlemler,
1- Gürültüyü kaynakta azaltmak (ekipmanları daha az gürültülü ekipmanlarla değiştirmek, vb.),
2- Gürültüyü kaynakla alıcı arasındaki yolda azaltmak (gürültü kaynağını başka bir mekanda tutmak, vb.)
3- Gürültüyü gürültüye maruz kalan işçide engellemek (izolasyon, kişisel koruyucu donanımlar)
yöntemleri kullanılmaktadır.

 

24/01/2017

TİTREŞİM NEDİR?   

Titreşim, genellikle işyerlerindeki araç, gereç ve makinelerin çalışırken oluşturdukları salınım hareketlerinin sonucudur ve meslek hastalığı oluşturabilecek bir fiziksel risk etmenidir. Bir başka ifade ile potansiyel enerjinin kinetik enerjiye, kinetik enerjinin potansiyel enerjiye dönüşmesi olayına titreşim (vibrasyon) denir. Titreşim istenmeyen bir harekettir, çünkü boşa enerji harcar ve istenmeyen ses ve gürültü oluşturur.

Titreşimin özelliğini, frekansı, şiddeti ve yönü belirler.

İŞYERİNDE TİTREŞİMİN OLUŞMASI GENELLİKLE NELERDEN KAYNAKLANIR?

1- Araç, gereç ve makinelerin, çalışırken oluşturdukları salınım hareketleri sonucu meydana gelir.
2- Çalışmakta olan ve iyi dengelenmemiş araç ve gereçler genellikle titreşim oluştururlar.

Titreşim frekanslarında karşılaşılan etkiler nelerdir?

İnsanlar 1- 1000Hz arasındaki titreşimleri algılarlar. Düşük frekanslı titreşimlere maruz kaldıklarında sarsıntı hissederler. Yüksek frekanslı titreşimler ise kişide karıncalanma ve yanma hissi uyanabilir.

Çok düşük frekanslı titreşimin etkileri (f < 2Hz)

Bulantı, kusma, soğuk ter vb. belirtiler geçicidir ve çalışma süresinin sonunda genellikle ortadan kalkarlar. Örnek: Otomobil, uçak, gemi gibi araçlarla seyahat, vb.

Düşük frekanslı titreşimin etkileri (2 Hz < f < 30 Hz)

Titreşimli el aleti kullanan çalışanlarda uyku bozuklukları, ellerde dolaşım bozuklukları ve uyuşukluklar, genellikle parmaklarda 8-10 ⁰C ısıya kısa süre maruziyet sonucu beyazlaşmalar gözlenir. Tüm vücudun titreşime maruz kalması durumunda disk kayması da gözlenebilir. Titreşime maruziyet sürerse omuz başlarında ağrı, yorgunluk, soğuğa karşı hassasiyet olabilir. Ön kol ve omuz kaslarında ağrılar görülebilir.

Frekans eğer 30’dan büyük ise ( f >30 Hz)
Sırt ve bel ağrıları, dirsekte kemik ve eklem hasarları, el bilek kemiklerinde ağrı, güç kaybı, vazomotor bozukluklar (parmaklarda kan dolaşımı durması), parmaklarda trofik bozukluklar, disk kayması (tüm vücut titreşimine bağlı)

Frekans nedir ? Frekans  bir olayın birim zaman (genel olarak 1 saniye) içinde hangi sıklıkla, kaç defa tekrarlandığının ölçümüdür.
Ölçümü Nasıl Yapılır ? Bir olayın frekansını ölçmek için o olayın belirli bir zaman aralığında kendini kaç kere tekrar ettiği sayılır, sonra bu sayı zaman aralığına bölünerek frekans elde edilir. Frekans, Hertz (Hz) ile gösterilir. Bir Hertz, bir olayın saniyede bir tekrarlandığı anlamına gelir.

TİTREŞİMİN İNSAN ÜZERİNE ETKİLERİ NASIL OLUR?

Titreşimin insan üzerindeki etkisi 2 şekilde değerlendirilir;

1- EL-KOL TİTREŞİMİ

İnsanda el-kol sistemine aktarıldığında, işçilerin sağlık ve güvenliği için risk oluşturan ve özellikle de; damar, kemik, eklem, sinir ve kas bozukluklarına yol açan mekanik titreşimdir.
El-kol titreşiminde kaynak olarak; Taş kırma işlerinde kullanılan makineler, kömür ve madencilikte kullanılan pnömatik çekiçler, ormancılıkta kullanılan taşınabilir testereler, parlatma ve rendelemede kullanılan makineler sayılabilir.

Çalışma hayatında el-kol titreşimi sık karşılaşılan bir durumdur. Titreşimli el cihazlarını (pnömatik çekiç, pnömatik matkap vb.) kullananlar bu açıdan risk altındadır. Kırma, delme ve yıkma makineleriyle uzun yıllar yapılan çalışmalar el-kol kemiklerinin ve eklemlerin aşınmasına sebep olur. Titreşim en çok ellerde ve bir miktar da bilek ve kollarda hissedilir.  Elde iç kanamalar ve el sinirlerinin hasarı tablosu oluşabilir.

2- TÜM VÜCUT TİTREŞİMİ
Vücudun tümüne aktarıldığında, işçilerin sağlık ve güvenliği için risk oluşturan, özellikle de, bel bölgesinde rahatsızlık ve omurgada travmaya yol açan mekanik titreşimdir.
Tüm vücut titreşiminde kaynak olarak; traktör ve kamyon benzeri araçlar, çelik konstrüksiyonlu yapılarda titreşime sebep olan makineler, dokuma tezgahlarında kullanılan makineler ve yol yapım, bakım ve onarım makineleri sayılabilir.

Titreşim ile ilgili yasal bir düzenleme var mıdır?

Çalışanların mekanik titreşime maruz kalmaları sonucu oluşabilecek sağlık ve güvenlik risklerinden korunmalarını sağlamak için asgari gereklilikleri belirlemek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; 22.08.2013 tarihinde (28743 sayılı Resmi Gazete) “ÇALIŞANLARIN TİTREŞİMLE İLGİLİ RİSKLERDEN KORUNMALARINA DAİR YÖNETMELİK” çıkarmıştır.

Tireşimde maruziyetin belirlenmesi ve ölçülmesi nasıl yapılır?

Çalışanların Titreşimle İlgili Risklerden Korunmalarına dair Yönetmeliğin 6. maddesine göre ;
(1) İşveren, çalışanların maruz kaldığı mekanik titreşim düzeyini, işyerinde gerçekleştirilen risk değerlendirmesinde ele alır, gerekiyor ise ölçümler yaptırarak mekanik titreşime maruziyeti belirler. Bu ölçümler, 20/08/2013 tarihli ve 28741 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İş Hijyeni Ölçüm, Test ve Analizi Yapan Laboratuvarlar Hakkında Yönetmeliğe göre yapılır.
(2) Çalışanın el-kol titreşimine maruziyetinin ölçümü, Ek-1’deki ve bütün vücut titreşimine maruziyetinin ölçümü Ek-2’deki 2 nci maddeye uygun olarak yapılır.
Değerlendirme ve ölçüm sonuçları, gerektiğinde kullanılmak ve denetimlerde gösterilmek üzere uygun bir şekilde saklanır.

Maruziyet sınır değerleri ve maruziyet eylem değerleri kaçtır?

a) El-kol titreşimi için;
a1) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet sınır değeri: 5 m/s2
a2) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet eylem değeri:    2,5 m/s2
b) Bütün vücut titreşimi için;
b1) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet sınır değeri:       1,15 m/s2.
b2) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet eylem değeri:     0,5 m/s2.

m/s2 : metre/ saat kare

Titreşimle ilgili işverenin yükümlülükleri nelerdir?

1-Maruziyetin belirlenmesi
İşveren, çalışanların maruz kaldığı mekanik titreşim düzeyini, işyerinde gerçekleştirilen risk değerlendirmesinde ele alır, gerekiyor ise ölçümler yaptırarak mekanik titreşime maruziyeti belirler.
2-Risk değerlendirmesi
İşveren; 29/12/2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmî Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği uyarınca işyerinde gerçekleştirilen risk değerlendirmesinde, mekanik titreşimden kaynaklanabilecek riskleri belirler.
3- Maruziyetin önlenmesi veya azaltılması
Riskler ile kaynağında mücadelenin uygulanabilirliği ve teknik gelişmeler dikkate alınarak, mekanik titreşime maruziyetten kaynaklanabilecek riskler kaynağında yok edilir veya en aza indirilir.
4- Maruziyetin sınırlandırılması
İşçinin maruziyeti, hiçbir koşulda maruziyet sınır değerlerini aşmayacaktır. tüm kontrol tedbirlerinin alınmasına rağmen, maruziyet sınır değerinin aşıldığının tespit edildiği durumlarda, işveren;
a) Maruziyeti, maruziyet sınır değerinin altına indirmek üzere gerekli olan tedbirleri derhal alır.
b) Maruziyet sınır değerinin aşılmasının nedenlerini belirler ve bunun tekrarını önlemek amacıyla, koruma ve önlemeye yönelik gerekli tedbirleri alır.

5- Çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitimi
İşveren; işyerinde mekanik titreşime maruz kalan çalışanların veya temsilcilerinin, işyerinde gerçekleştirilen risk değerlendirmesi sonuçları konusunda bilgilendirilmelerini ve eğitilmelerini sağlar.
6- Çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanması
İşveren, 6331 sayılı Kanuna göre işçilerin veya temsilcilerinin görüşlerini alır ve katılımlarını sağlar.

Titreşim ile ilgili sağlık gözetimi
Mekanik titreşime maruziyet sonucu ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarının önlenmesi ve erken tanı amacıyla, işveren işçilerin sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlar.
Titreşimden oluşan meslek hastalığının yükümlülük süresi 2 yıldır.