02/11/2021
İktidarın halkın gerçekliğinden koptuğunu, halk ile arasındaki uçurumun her gün biraz daha derinleştiğini yapılan açıklamalarından görüyoruz. Bunu son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Her evde araba var, kapıcısında da araba var. İkinci elde araç yetişmiyor” sözlerinde de gördük. Ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik krizi gölgelemek adına sarf edilen bu sözler kabul edilemez. Sağlıksız koşullarda, düşük ücretle çalışan, büyük bir çoğunluğu sendikasız ve güvencesiz olan konut işçilerinin ‘varlıklı’ olduklarını iddia etmek adil değildir.
Konut işçileri; apartmanlar, toplu konutlar ve sitelerde temizlik, çöp toplama, onarım, kaloriferlerin yakılması, bahçe bakımı, çarşı alışverişi, güvenlik gibi çeşitli işleri genellikle emeklerinin tam karşılığını alamadan yapmaktadır. Konut işçileri, TL’nin değer kaybettiği, enflasyonun her geçen gün yükseldiği, geçim sorununun arttığı bugünlerde pandemi şartlarında ve sağlıksız koşullarda çalışmaktadır. Yaşadıkları yerlerin elverişsiz koşulları bir yana, çalışma şartlarının ağırlığı, uzun çalışma süreleri ve pandemiyle birlikte daha da ağırlaşan koşullarda yaşam mücadelesi veriyor.
Pandemide özellikle sokağa çıkma kısıtlamalarının yoğun olduğu dönemde iş yükleri artan, servis saatleri dışında da çalışmak zorunda kalan, dışarı çıkamayan 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olanların ihtiyaçlarını karşılayan, eczaneye gönderilen, günlük rutin işlerini yapmaya devam ederken günde iki üç kere bina girişlerini, merdiven korkuluklarını, asansör içlerini dezenfekte eden konut işçilerinin talepleri insanca yaşayabilecekleri koşulların sağlanması ve güvence altına alınmalarıdır.
Bu dönemde sarf edilen talihsiz ve isabetsiz sözlerin aksine, konut işçileri işverenlerin yoğun baskısıyla mücadele etmekte, kuralsız çalıştırılmalara maruz kalmakta ve sendikal hak ve özgürlükleri kısıtlanıp gasp edilmektedir.
Konut işçilerinin insanca yaşama, sağlıklı ve güvenceli çalışma, haklarını savunmaya, sendikal hak ve özgürlükleri için mücadele etmeye ve örgütlenmeye devam edeceğiz.