30/11/2018
İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin temel ilkesi; işçinin güvensiz hareket ve davranışına karşın iş kazasının oluşmasını önleyecek önlemlerin alınmasıdır. Eğer bu temel ilkeye rağmen bir işyerinde iş kazası meydana geliyorsa bu mutlaka İHMAL sonucunda olmuştur.
Bir işçinin başına gelen bir kazanın iş kazası sayılabilmesi için öncelikle 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yer alan iş kazası tanımı kapsamına girmesi gerekiyor:
İş kazası, işçinin işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, işçi kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında, bir işverene bağlı olarak çalışan işçinin görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, emziren kadın işçinin çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda ve işçinin, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve işçiyi hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaydır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, iş kazalarını önlemek amacıyla işverene bazı yükümlülükler getirmiştir. İşveren, işçilerin işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;
♦ Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
♦ İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
♦ işyerinde mevcut ve oluşabilecek tehlikeler için risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
♦ Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
♦ Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki işçilerin hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.
İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işçilerin iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz ve işveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz.
İşçilerin bilgilendirilmesi ve eğitimi, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu, risklerden korunma, sağlık gözetimi yükümlülüğü, çalışan temsilcisi görevlendirme, işyerinde meydana gelebilecek tehlikelere karşı risk değerlendirmesi yapmak ve tüm sağlık ve güvenlik tedbirlerini almak zorundadır.
İş Kazası mı? İş Cinayeti mi?
Bu bilgiler ışığında; işin yapılması esnasında meydana gelen göçük altında kalma, çöp toplarken kalp krizi geçirme ve çöp kamyonundan düşme olayları incelendiğinde, demek ki işveren tam anlamıyla gerekli tedbirleri almamış ve yasada belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmemiştir ve iş kazası meydana gelmiştir.
İlk olayda; iş kazası meydana geldiğine göre, göçük altında kalan işçinin çalışacağı alanda işveren gerekli güvenlik tedbirleri almamış ve kazı kontrolsüz yapıldığından toprak kayması sonucu göçük yaşanmış ve işçi yaşamını yitirmiştir.
Göçük yaşanmaması için öncelikle kazı yapılan zeminde zemin etüdü yapılarak zeminin durumuna göre kazı başlatılmalıydı, kazı bir uzman gözetiminde yapılmalıydı ve işçiler kanal içine girmeden önce açılan kanalın yan duvarlarına toprağın gevşekliğine göre bir açı ile eğim (şev) veya kademeli eğim verilmesi gerekirdi. Toprağın durumuna göre eğer şev yapılamıyorsa duvarlara destekli koruma önlemi (iksa) alınmalıydı, ancak görülen o ki bu önlemler alınmamış ve işçi göçük altında kalarak yaşamını yitirmiştir.
Diğer olayda işçi çöp toplarken kalp krizi geçirmiş ve yaşamını yitirmiştir. Bu olayda dikkat edilmesi gereken yaşamını yitiren işçinin kalp rahatsızlığının olup olmadığının yapılan periyodik muayeneler ile belirlenip belirlenmediğinin anlaşılabilmesi için işçinin özlük dosyasındaki muayene sonuçlarına bakılması gerekmektedir, eğer kalp ile ilgili bir sorun tespit edildiyse (EKG çekilmesi gerekir) işçinin ağır işte çalıştırılmaması gerekir. İşçinin kalp sorunu periyodik muayeneler sonucunda tespit edilememişse demek ki periyodik muayeneler yeterince yapılmamış demektir.
Diğer bir olayda ise işçi çöp toplama kamyonunda düşerek yaşamını yitirmiştir. Bu olayda ise çöp kamyonunda düşmeyi önleyici güvenlik tedbirleri alınmamış örneğin çöp kamyonu arkasındaki işçilerin düşmesini önleyici aparat olmaması ve işçiler çöp kamyonunda nasıl durmaları konusunda yeterli eğitimi işveren vermemiş ve işçi kamyondan düşerek yaşamını yitirmiştir. Ayrıca çöp kamyonunun hız sınırına ve çöp toplama süresine uyup uymadığı da önemlidir. Eğer çöp kamyonu hız limitini aşmışsa, bir çukur veya tümsekten geçtiğinde çöp kamyonu üzerindeki işçi dengesini kaybedip düşmüş olabilir. Çöp toplama ve kamyona atma süresi ayarlanmadığında ise işçi işi yetiştirmek için acele eder ve bu da işçinin dikkatini azaltır, kazaya sebebiyet verir. Bu yüzden çöp toplama süreleri ayarlanmalıdır.
Tüm bu örneklerde görüldüğü üzere ihmaller sonucunda iş kazası meydana gelmiş ve 3 işçi yaşamını yitirmiştir. Aslında bu 3 iş kazasında da önlemler işveren tarafından alınmış olsaydı kaybettiğimiz bu 3 işçi şu an hayattaydı, peki bu önlemler alınmadığına göre, bile bile iş kazasına davetiye çıkarılıyorsa buna iş kazasımı yoksa iş cinayeti mi dememiz gerekir, tabi ki İŞ CİNAYETİ.
Peki, iş kazası meydana geldiğinde ne yapılmalıdır?
1- İşveren iş kaza geçiren işçiye en kısa sürede sağlık ekiplerince acil müdahalenin yapılmasını sağlamak ve en uygun şekilde bir sağlık kuruluşuna kaza geçiren işçiyi ulaştırmak zorundadır.
2- İş kazası vakalarında başvurulacak sağlık kuruluşu olarak mümkünse öncelikle adli kolluğun görev yaptığı kamu hastanelerinin tercih edilmesini öneriyoruz. İş kazası kayıt ve bildirimi bu hastanelerde daha kolaylıkla yapılmaktadır.
İş kazası geçiren işçinin intikal ettirildiği hastane iş kazasını, 10 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirim yapmak zorundadır. Bu nedenle görevli doktorların hasta hikayesini alırken kazanın nedenini tespit etmeye çalışmaları bu yasal görev kapsamındadır. Ayrıca TCK 280. madde kapsamında yaralama ve ölüm vakalarını derhal yetkili makamlara bildirmek yükümlülüğü vardır.
3- İş kazası meydana geldiğinde işveren kazayı haber aldığı andan itibaren kazanın gerçekleştiği yerin yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve SGK'ya da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde bildirmekle yükümlüdür. İşveren ayrıca iş kazası raporu tutmakla görevli kılınmıştır. Adli kolluğa intikal eden iş kazası adli kolluk tarafından savcılığa bildirilir ve savcılık bilirkişi atayarak iş kazasının incelemesini sağlar.
Sendika olarak görevimiz nedir?
İşyerindeki sendika temsilcilerimiz, işveren tarafından işyerinde alınması gereken tüm sağlık ve güvenlik önlemlerini izlemek varsa eksiklikleri işverene bildirmek, eksikliğin giderilip giderilmediğini takip etmek, işçilerden gelen şikayetleri işverene bildirmek ve meydana gelecek iş kazalarında ise yukarıda belirtilen işlemlerin yapılıp yapılmadığını kontrol ederek gerekli uyarıları yapmak zorundadır.