Dünya Sosyal Koruma Raporu 2020-22: Sosyal Koruma Yol Ayrımında
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 2020-22-Dünya Sosyal Koruma Raporu’nu yayımladı. ILO raporuna göre 4 milyarı aşkın insan sosyal korumadan yoksun!
Rapor, dünyadaki sosyal koruma sistemlerinde en son gelişmelerin genel özetini veriyor ve COVID-19 küresel salgınının etkilerini de kapsıyor. Ayrıca, koruma açıklarını tespit ediyor, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi hedeflerine ilişkin olanlar da dahil olmak üzere, temel politika önerilerini ortaya koyuyor.
Sosyal koruma, başta yaşlılık olmak üzere sağlık hizmetleri ve gelir güvencesine erişim, işsizlik, hastalık, maluliyet, işyerinde yaralanma, çocuklu aileler için doğum veya haneye temel geliri sağlayan kişinin kaybedilmesi hallerini kapsıyor. Rapora göre, küresel salgınla mücadele dengesiz ve yetersiz seyrettiği için yüksek ve düşük gelirli ülkeler arasındaki açık daha da derinleşti; tüm insanların hak ettiği, çok ihtiyaç duyulan sosyal koruma sağlanamadı. “Etkili ve kapsamlı sosyal korumanın yalnız sosyal adalet ve insana yakışır işlerin değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve dayanıklı bir gelecek oluşturmanın da temeli olduğuna vurgu yapan ILO Genel Direktörü Guy Ryder, ülkelerin yol ayrımında olduğunu, yeni nesil hak temelli sosyal koruma sistemleri oluşturmak ve küresel salgınla mücadeleyi doğru yönlendirecek önemli adımlar atılması gerektiğini belirtti:
“Alınacak önlemler, gelecek krizlerin insanlara olan etkisini azaltabilir, çalışanlara ve işletmelere ileride çeşitli geçişleri güven ve umutla başarmaları için güvence sağlayabilir. Etkili ve kapsamlı sosyal korumanın yalnız sosyal adalet ve insana yakışır işlerin değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve dayanıklı bir gelecek oluşturmanın da temeli olduğunu bilmeliyiz.”
Şu anda 4,1 milyar insan (dünya nüfusunun %53’ü) ulusal sosyal koruma sistemlerinden hiçbir gelir güvencesi elde edemiyor, dünya nüfusunun yalnız %47’si etkin olarak en az bir sosyal koruma yardımından yararlanıyor.
Dünyada çocukların büyük çoğunluğu, etkin sosyal korumadan yoksun durumda; yalnız dört çocuktan biri (%26,4) sosyal koruma yardımı alıyor.
Yeni doğum yapan kadınların yalnız %45’i nakdi annelik ödeneği alıyor. Ağır engelli üç kişiden yalnız biri (%33,5) engellilik ödeneği alıyor. İşsizlik ödeneklerinin kapsamı daha da düşük; bir işte çalışmayan çalışanların yalnız %18,6’sı etkin sosyal koruma kapsamında bulunuyor. Ayrıca emeklilik çağının üzerindeki kişilerin %77,5’i bir tür emekli aylığı alıyorken, dünyanın bölgeleri arasında, kırsal ve kentsel bölgeler arasında, kadın ve erkekler arasında hala büyük eşitsizlikler var.
Sosyal koruma, tüm kalkınma düzeylerindeki ülkeler için geniş kapsamlı sosyal ve ekonomik faydalar oluşturabilen önemli bir araçtır. Daha iyi sağlık ve eğitim, daha çok eşitlik, daha sürdürülebilir ekonomik sistemler, daha iyi yönetilen göç ve temel hakların gözetilmesini destekleyebilir. Bu olumlu sonuçları yaratabilecek sistemleri kurmak için, çeşitli mali kaynakların bileşkesine ve özellikle daha yoksul ülkelere yönelik destek içeren daha geniş uluslararası dayanışmaya ihtiyaç var. Elbette bu başarının getirileri ulusal sınırların ötesine geçecek, herkese yarar sağlayacaktır.