PSI, 16 Kasım 2020 tarihinde bir açıklama yaparak Güney Afrika ve Hindistan hükümetleri tarafından DSÖ’ne sunulan PFİZER ve BİONTECH firmaları buldukları COVİD-19 aşısı için fikri mülkiyet haklarından feragat etmeleri çağrısına destek verdi.
PSI tarafından yapılan açıklama kısaca şöyledir;
Pfizer ve BioNTech, Kasım ayının ikinci haftasında yaptıkları faz 3 çalışmasının ilk ara analizinde Covid-19'a karşı geliştirdikleri aşının başarılı olduğunu açıkladı. 43 bin 538 kişinin katıldığı çalışmada aşının Covid-19'u önlemede yüzde 90'dan fazla etkili olduğu görüldü. İki şirket, kendilerine uygun bir şekilde ödeme yapabilen zengin ülkelerle çoktan ikili anlaşmalar yaptı. Şirketlerin toplam arz projeksiyonu 2020'de 50 milyon doz ve 2021'de 1,3 milyar dozdur. Ancak zengin ülkeler şimdiden 1 milyar dozdan fazla aşı siparişi verdiler.
Haziran ayının başlarında konuşan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterrres, "Covid-19 aşısının küresel bir kamu yararı, bir halk aşısı olarak görülmesi gerektiğini" vurgulamıştı.
Her ülke pandemiden etkilenir ancak yoksul ülkeler, bugün olduğu gibi aşıya erişemeyecektir. Ancak bu tüm dünyayı etkileyecektir. Her yerde devam eden Covid-19 belası, dünyanın her yerinde enfeksiyonun daha fazla yayılmasına neden olacaktır.
Pfizer ve BioNTech için önemli olan kârdır. Almanya merkezli Nasdaq borsasına kayıtlı BioNTech'in hisseleri, yılın başlarında aşı adayı üzerinde çalışmaya başladığını duyurduğundan bu yana % 230'un üzerinde değer artışı gösterdi. Ve o dönemde sahipleri Ugur Şahin ve Özlem Türeci, Almanya'nın en zengin yüz kişisi arasına girmişlerdir. Ancak BioNTech, kamu finansmanı olmadan bu atılımı kendisi ve Pfizer için gerçekleştiremezdi. Alman hükümeti Eylül ayında aşı programının geliştirilmesini hızlandırmak için şirkete destek verdi. Ve şimdi iki şirket aşıdan 13 milyar dolar kar elde etmeyi düşünüyor.
Şirketlerin insanların önüne kar koyması ve zengin ülkelerin bunu herhangi bir şekilde desteklemesi, kabul edilemeyecek bir durumdur. 45 milyondan fazla doğrulanmış vaka ve 1,2 milyondan fazla ölümle Covid-19 salgını insanlık için varoluşsal bir krizdir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları uzmanları durumu net bir perspektifle şöyle ifade ediyor:
"BM insan hakları uzmanları olarak, Covid-19'u önlemek, tedavi etmek ve kontrol altına almak için tüm çabalar insan hakları temelli uluslararası dayanışma, işbirliği ve yardım ilkelerine dayanmalıdır. Herkes için ulaşılabilir en yüksek sağlık standardına sahip olma hakkının merkezinde yer alan aşılara, temel testlere ve tedavilere ve diğer tüm tıbbi ürünlere, hizmetlere ve malzemelere erişimle ilgili karar vermede milliyetçiliğe veya karlılığa yer yoktur."
Bu görüşü tamamen paylaşıyor ve Güney Afrika ve Hindistan hükümetleri tarafından Dünya Ticaret Örgütü'ne bildirildiği gibi fikri mülkiyet haklarından feragat edilmesi çağrısında bulunuyoruz. Bu, tüm sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının, tarihsel görüşe sahip hükümetlerin ve iyi niyetli kişilerin tek bir sesle ayağa kalkma ve halk aşısı konusunda ısrar etme zamanıdır. Etkili ve güvenli Covid-19 aşılarının "herkes için ücretsiz olarak erişilebilir olmasını" sağlamak için Pfizer, BioNTech ve bir bütün olarak ilaç endüstrisi üzerinde toplayabileceğimiz tüm baskıyı uygulamalıyız.