06/03/2023
Dünyada ve ülkemizde son yıllarda giderek artan şiddet, savaş, yıkım ve eşitsizlik koşullarında yeni bir 8 Mart’ı karşılıyoruz. Kemikleşmiş sorunlarımıza yenileri eklenirken; öfkeyle ama zerrece umutsuzluğa düşmeden dayanışmamızı büyüterek 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde mücadelemizin verdiği güçle yine bir aradayız.
Krize, şiddete, savaşa, eşitsizliğe, işsizliğe, güvencesizliğe, tacize, tecavüze ve mobbinge ve kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı mücadelemizi geri adım atmadan sürdürürken bugün yakıcı bir gündemimiz daha var. Ekonomik ve siyasi olarak çöküşün yaşandığı ülkemizde derinleşen yoksullukla beraber büyük bir deprem felaketi yaşadık/ yaşıyoruz. Depremde binlerce insanımızı kaybettik. Sendikamızın Hatay Şubesi’nde uzun yıllardır mücadele veren Şube Denetim Kurulu Başkanımız Fatma Dadük de bu felakette kaybettiğimiz binlerden biriydi. Onu ve bu felakette kaybettiğimiz tüm insanlarımızın anısını mücadelemizde yaşatacağız.
Depremle gelen yıkım toplumun her kesimini etkiledi ancak her krizde olduğu gibi en çok etkilenenler yine kadınlar, çocuklar ve dezavantajlı gruplar oldu. Kapitalist sömürü düzeninin rant ve kâr hırsıyla insanı ve doğayı hiçe sayan anlayışı on binlerce insanın yaşamına mâl oldu; şimdi “kader” ya da “asrın felaketi” diyerek bu yıkımın dışında kalmaya çalışan ve hiçbir şekilde sorumluluk almayan siyasi iktidar da enkaz altında kaldı.
Dünyada kadın işsizlik oranının, kadın istihdamının ve kadın yoksulluğunun en fazla olduğu ülkeler arasında olan ülkemizde yaşanan depremle birlikte bu eşitsizlikler daha da derinleşecektir. Bu nedenle yoksulluk, şiddet ve güvencesizlik kıskacında, yaşamın her alanında mücadele etmek ve dayanışmayı büyütmek zorundayız.
Bugün deprem bölgesindeki kız kardeşlerimiz, bu büyük yıkım karşısında ayakta durmaya çalışırken bir taraftan yakınlarını enkazdan çıkarmak için mücadele etti, diğer yandan barınma, hijyen, temiz su ve ısınma gibi temel ihtiyaçlara ulaşmakta büyük zorluklar yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Kadınlar en temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor; depremin yarattığı yıkım, erkek şiddetinin, çocuk istismarının önüne geçemiyor. Kadınlar, deprem bölgesinde de şiddetle yüz yüze bırakılıyor, toplu yaşam alanlarında güvenlik riski ile karşı karşıya kalıyor, depremde ailelerini kaybetmiş çok sayıda çocuğun akıbeti bilinmiyor.
Sendikamız Genel-İş, depremin ilk gününden itibaren bütün bu sorunların çözümü için elinden geleni yapmaya çalışırken dayanışmayı büyüterek işçi sınıfının toplumsal sorumluluğunu yerine getirmek için uğraş veriyor. Deprem bölgesindeki kentlerimize bütün şubelerimizdeki üyelerimizin desteğiyle başta çadır ve konteyner olmak üzere, gıda ve ısınma ihtiyacını giderecek malzemeleri göndermeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda her yıl 8 Mart için işyerlerimizde yaptığımız etkinlikler yerine bu yıl deprem bölgesindeki kadınlarla dayanışmayı örmek ve bir nebze de olsa kadın üyelerimizin ihtiyaçlarına destek olmak için acil ihtiyaç duyulan hijyen paketleri hazırladık ve depremden etkilenen işyerlerimizdeki kadın üyelerimize gönderdik. Dayanışmamız bundan sonra da devam edecek, bu zorlu günleri dayanışmanın gücüyle aşacağız.
Hayatlarımızı değersizleştirmeye çalışan, bizi yok saymaya, sindirmeye, toplumsal cinsiyet rolleriyle kuşatmaya çalışanlara inat bizler; fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete karşı mücadele etmeye; eşdeğerde işe eşit ücret için, ev ve bakım işlerinin emek politikalarına dahil edilmesi için, toplu sözleşmelere kadın taleplerinin yansıtılması ve işyerlerinde cinsel tacize ve baskıya maruz kalmamak için, bu 8 Mart’ta da her 8 Mart’ta olduğu gibi boyun eğmeyeceğimizi haykırmaya devam edeceğiz.
Haklarımız için, eşitlik için, insanca bir yaşam için mücadele edecek, dayanışmanın ve birlik olmanın gücünü büyüteceğiz. Eşit ve adil bir dünya bizim ellerimizdedir. Bu nedenle, alanlarda, meydanlarda taleplerimizi haykırmaya devam edeceğiz.
Yaşasın kadın dayanışması diyor ve uğruna mücadeleden vazgeçmeyeceğimiz taleplerimizi yineliyoruz:
Depremzedelere sağlanan tüm desteklerde toplumsal cinsiyet eşitliği gözetilsin. Kadın ve çocukların hijyen ihtiyaçları ile şiddet ve istismara karşı önlemler kesintisiz ve sürekli olarak sağlansın. Deprem bölgesindeki kadınlar ön koşul aranmaksızın işsizlik ödeneğinden yararlansın. Kadınların kayıt dışı çalıştırılması engellensin. Sendikaların olduğu işyerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı toplu sözleşmeler yapılsın ve kadınların sendikalara katılımı önündeki engeller kaldırılsın. Başta yaşlı ve çocuk bakımı olmak üzere kadınların sorumluluğuna bırakılan ve kadınları çalışma hayatından uzaklaştıran bakım hizmetleri kamusal olarak sağlansın. Engelli bireylerin ayrımcılık ve ötekileştirmeye maruz kaldığı ülkemizde engelli kadınların güvenceli işi ve sosyal hakları verilsin, iş yerleri engelli bireyler için güvenli hale getirilsin. Kadın ve erkekler arasındaki ücret eşitsizliği giderilsin, eşdeğer işte eşit ücret politikası uygulansın.