Yaşamı ve Eşitliği Savunanlara Her Gün Mücadele Her Gün 8 Mart

Her yıl 8 Mart’ta dünyanın her yerinde kadınlar, eşitlik taleplerini dile getirip, direnerek elde ettiği kazanımları kutluyor. 8 Mart 1857’de New York’taki bir tekstil fabrikasında grev yapan 40 bin kadın işçinin büyük direnişine borçlu olduğumuz bu gün, kadınlar için direnişin sembolüdür. Fabrikaya kapatılan ve yakılmak istenen kadın işçiler, daha iyi koşullarda çalışmak istiyordu. Çıkan yangında 120 kadın yaşamını yitirdi. O kadınların eşitlik talebi ve daha iyi koşullarda çalışma ve yaşama mücadelesi bugün de dün olduğu gibi dünyanın dört bir yanında devam ediyor.

Türkiye’de de kadınlar yok sayılan hakları ve emekleri için mücadele ediyor

Özellikle son 10 yıldır kadın haklarının anayasal hak temelli korunmasından söz etmek giderek zorlaşıyor. Kısık sesle cinsiyet adaletinden, yarım ağızla kadınların güçlendirilmesinden bahsediliyor ama bunların içi insan hakları hukuku ile değil, boş vaatlerle doldurulmaya çalışılıyor. AKP iktidarı kadınların taleplerini yok saymaya devam ettikçe de her gün evlerde ya da kamusal alanlarda kadınlar türlü şiddete uğruyor, yaşam hakları yok sayılıyor.

Türkiye, eşitlik ve özgürlükler konusunda her geçen gün geriye giderken bu durumdan en çok etkilenenler yine kadınlar oluyor

İktidarın sermayeyle el ele vererek kadınların kazanımlarına sistemli bir şekilde saldırısı yeni değil: 1985 yılında Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni (CEDAW) imzalayan Türkiye, bugün kadın haklarının korunması açısından son derece önemli bir belge olan İstanbul Sözleşmesinden Cumhurbaşkanı kararı ile çekildi ve böylece 1985’in de gerisine düştü.

Toplumsal cinsiyet eşitliği, temel bir norm olarak artık yer almıyor

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye giden süreçte, toplumsal cinsiyet eşitliği politikasının rafa kaldırılması için başka adımlar da atıldı. 2010’lu yıllardan başlayarak, evrensel kadın hakları hukukunun temel kavramı olan “toplumsal cinsiyet eşitliği” kavramı aşama aşama resmî, siyasî ve hukuki belgelerden çıkartıldı. 2011 yılında Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın adından “kadın” kelimesi çıkartıldı ve böylece Bakanlık zaten eksik olan varlığıyla daha da istikrarsız ve işlevsiz hale geldi. 2018 yılından bu yana, hükümetin resmî belgelerinde, ulusal eylem planlarında ve uygulamaya yön veren politika belgelerinde toplumsal cinsiyet eşitliği, temel bir norm olarak artık yer almıyor.

Anayasayla güvence altına alınmış hakların yerini şimdilerde cinsiyetçi, ayrımcı uygulamalar alıyor

Kadınlara aile ve ev bakım sorumluluğu dayatılıyor; boşanmanın engellenmesi ve kadının verili kuralların dışına çıkmadan erkeğe itaat etmesi gerektiği savunuluyor. Hukuki ve hak temelli bir sistem yerine öznel, manevi ve ahlaki değerlere göre telkinlerde bulunuluyor.

İktidar sahipleri, şimdi de evlilik sürelerini bahane ederek “1 gün, 1 ay, 5 ay evli kalıp ölene kadar nafaka verme yükümlülüğü adil değil. Bunun bir ölçüsünün olması lazım” açıklamasıyla nafakayı kaldıracağının sinyalini veriyor. Yasada yoksulluk nafakası bağlamında cinsiyet belirtilmemiş olmasına rağmen nafaka alanların büyük çoğunluğunun kadın olması dolayısıyla, bu hamle kadınları köşeye sıkıştırmaya ve seçeneksiz bırakmaya çalışan bir gözdağıdır. Doğrudur; nafaka kadınların meselesidir; çünkü kadınlar toplumsal cinsiyet eşitsizliği, gelir dağılımındaki eşitsizlik, yetersiz istihdam ve bitmek bilmeyen ekonomik krizler dolayısıyla yoksuldur.

İşsizlik oranlarının artışı tartışılırken, iktidar “kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek” gibi bir açıklama yaptığında, aslında sadece kötü ekonomi yönetimini değil kadın istihdamına  dair planlarını da anlıyoruz. Kadınlardan, bakım, üretim ve yeniden üretim döngüsü içinde sürekli bir ücretsiz emek vererek boyun eğmesi isteniyor.

tün bu nedenlerle;

  • Kadınların kaynaklara erişiminin desteklenmesi,
  • Erkeklerle eşit iş bulma ve eşit ücret koşullarına sahip olmaları,
  • Kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimlerine karşı tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılması,
  • Güvenli işyerleri,
  • Sendika ve örgütlenme hakkı,
  • Kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak bakım hizmetlerinin kamusal hale getirilmesi,
  • Cinsiyetçi iş bölümünün son bulması,

kadınların vazgeçmeyeceği talepleridir.

Kadınlar; dayanışma ve mücadelede direngen, taleplerinde inatçı ve ısrarcılar; rüzgârı çoktan arkalarına aldılar!

165 yıldır yok sayılmaya, baskılara, ayrımcılığa ve emeklerinin sömürülmesine karşı her 8 Mart’ta olduğu gibi bugün de susmuyor, vazgeçmiyor ve mücadelenin bitmediğini hatırlatıyorlar. Kapitalizmin sömürüsünü kabul etmiyor, şiddetine boyun eğmiyorlar. Emekçi kadınların direnişini güzelleştiren haklılığını perçinleyen, var oluşunu ve taleplerini tekrar tekrar vurgulayan 8 Mart’ı coşkuyla kutluyor, bu haklı mücadeleyi bir kez daha selamlıyoruz.


8 Mart afişimizin pdf hali için tıklayınız (pdf)
Yaşamı ve Eşitliği Savunanlara Her Gün Mücadele Her Gün 8 Mart
Yaşamı ve Eşitliği Savunanlara Her Gün Mücadele Her Gün 8 Mart
Kadın İşçiler
8 Mart Sözümüz: Başka Bir Dünya Kuracağız, Eşit Bir Dünya!
Kadın İşçi Buluşmalarımızdan Derlenen
Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin 190 sayılı ILO Sözleşmesi ve 206 sayılı Tavsiye Kararı Bilgilendirme Kitapçığı
Yaşamı ve Eşitliği Savunanlara Her Gün Mücadele Her Gün 8 Mart
Genel-İş Kadın İşçi Buluşması ve Sonuç Bildirgesi
Kadınlar Hâlâ Adaletin Kapsama Alanı Dışında
İstanbul Sözleşmesinin Yürürlükten Kaldırılması Hukuksuzdur!
Kadınlar Sendikada Örgütlü, Birlikte Güçlü!
Kadına Yönelik Her Türlü Şiddetin Karşısında, Kadınların Mücadelesinin Yanındayız!
Ölmek İstemiyoruz! İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz!
Salgın Kadınları İşsiz Bıraktı
Kadınlar, Corona Günlerinde Artan Şiddete Karşı Mücadeleye Çağırıyor
EPSU 8 Mart’ı Kadının Sağlık Hakkına İthaf Etti
ÖRGÜTLEN, GÜÇLEN, Eşitsizliği, Adaletsizliği, Şiddeti Sömürüyü DURDUR!
8 Mart: Örgütlen! Güçlen! Durdur!
Asla Yalnız Yürümeyeceksin!
Meksika'da Kadınlar Polislerin Cinsel Saldırılarına Karşı Ayakta
Nepal’de İnşaat İşçisi Kadınlar Direnişte
İspanya’da Ev İşçisi Kadınlar Örgütleniyor
Disk ve FNV’den Güvencesizlik ve Kadın Emeği Etkinlikleri
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Et!
İsviçre'de Kadın Grevi
Kreş İşveren Sorumluluğudur
Bir Mücadelenin Tarihi: Kadınların Oy Hakkı
Kadınların Coşkusu Yasakları Yendi
Kadınlar 8 Mart’ta Tüm Dünyada Dayanışmayı Büyüttü
8 Mart'a Giderken Kadınlar Yaşasın Hayat Dedi
2018 Yılında Dünyada Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Örnekleri
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İçin Büyük Sıçrama
8 Mart'a Atfen Türkiye'de Kadın Emeği Raporumuz Yayımlandı
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun
Geçmişten Günümüze Kadınlar Direniyor!
Nafaka Hakkı
Gece Vardiyası Kadınlarda Meme Kanseri Riskini Artırıyor
Türkiye’de Kadınlar ve Kadın Emeği Raporumuz Yayımlandı
Kadın İşçilerin Hakları Kitapçığımız Çıktı
Eşitsizliğe, Adaletsizliğe, Şiddete Karşı Örgütlüyüz, Güçlüyüz!
İzlanda’da Kadın İşçiye Düşük Ücret Ödemek Yasak
ILO, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü İçin Çağrı Yaptı
Şiddetsiz Bir Hayatı Kuracağız!
Şiddete Karşıyız, Hayatı Savunuyoruz!
KADIN İŞÇİLERE YÖNELİK SON YASAL DÜZENLEMELER
8 Mart'ta Alanlardaydık!
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Kadınlar Sözlerini Söylüyor
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü
Analık İzni veya Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışmalar Hakkında Yönetmelik
Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksinde Son Sıralarda!
İşyerinde kadınlara layık görülenler: Taciz, şiddet, ayrımcılık
Güvencesiz Kadın Emeği Toplantısında Emeğimizi, Kimliğimizi, Direnişimizi Konuştuk