26/07/2019
İsviçreli kadınlar cinsiyet eşitsizliğine ve şiddete karşı, eşit işe eşit ücret talebiyle 14 Haziran’da İsviçre'nin 200 ayrı noktasında “İyi bir ücret, yaşamak için zaman ve saygı” diyerek sokaklara çıktı. İsviçre’nin hemen tüm kentlerinde gerçekleşen eylemlere beyaz-mavi yakalı işçi kadınlar, ev kadınları, öğrenciler, aydınlar, sendikalar, göçmen emekçi kadınlar katıldı.
Kadınlar, ücretlerinin ödenmeyen kısmı için tüm İsviçre`de sembolik olarak 15:24’te iş bıraktı ve alanlara çıkmaya başladı. Ülke genelindeyse akşam saatlerinde grev daha da kalabalıklaştı. Fabrikalarda,bürolarda, çalışma yaşamında, sokaklarda, evlerde tam eşitlik sağlanmasını isteyen yüz binlerce kadın taleplerini haykırdı.
28 Yıl Aradan Sonra Gelen Grev
Grev kararı İsviçre’de çok sık görülmüyor. Kadınlar ilk kez 14 Haziran 1991’de greve gitmiş; “Eğer kadınlar isterse, her şey durur” sloganıyla ve eşitlik talebiyle yarım milyon kadın işçi sokağa çıkmıştı.
28 yıl aranın ardından yaşanan 14 Haziran’daki İsviçre Kadın Grevi içinse, eylem komiteleri, sendikalar, kadın örgütleri, yerli ve yabancı, göçmen kadın grupları uzun süredir hazırlık yapıyordu.
İsviçre’de Kadın Emekçiler Ne Koşullarda Çalışıyor ve Yaşıyor?
İsviçre’de kadın emekçiler, erkek çalışanlara oranla yüzde 20 daha az maaş alıyor. Daha az ücret almaları, kadınların emeklilik maaşlarına da yansıyor. İsviçreli kadınların emekli maaşı erkeklerinkinden yüzde 37 daha düşük. İsviçre’de her ay iki kadın eski eşi, arkadaşı ya da sevgilisi tarafından öldürülüyor. Her beş kadından ikisi fiziksel veya cinsel şiddet görüyor.
Ülkede, kadınlar oy kullanma hakkını 1971’de kazandı. Ev içi şiddete karşı düzenlemeler; kürtaj, doğum izni gibi kadınları ilgilendiren birçok yasa ise süreç içerisinde uzun bir mücadele sonunda hayata geçebildi.