25/11/2017
ILO tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü için yapılan çağrıda "Kimseyi geride bırakmamak demek, kadınlara karşı her türlü şiddet ve tacizin sona erdirilmesi demektir" denildi.
ILO Genel Direktörü Guy Ryder imzasıyla yayınlanan çağrıda şunlar yer alıyor:
"Önemli istisnalar dışında, çok uzun zamandır dokunulmazlık kültürünü sona erdirmek için, sessizlik kültürünü sona erdirmek için çok az şey yapıldı"
Küresel kampanyalarda konunun bu denli yankı bulması, milyonlarca kadının çalışma hayatlarında -ücretlerini alırlarken, kariyerlerinde ilerlemeye çalışırken veya sadece ailelerine bakmaya çalışırlarken- şiddet ve tacizle karşı karşıya kaldıklarının acı bir göstergesi.
Bugün, çalışma dünyasının, tüm çalışanlara yönelik şiddet ve tacizi sona erdirmek için neler yapabileceğini ve yapması gerektiğine odaklanmalıyız. Önemli istisnalar dışında, çok uzun zamandır dokunulmazlık kültürünü sona erdirmek için, sessizlik kültürünü sona erdirmek için çok az şey yapıldı.
"Şiddet ve tacizin kabul edilemez olduğuna, çalışma yaşamının normal bir parçası olmadığına dair açık bir mesaj göndermenin zamanı geldi"
Şiddet ve tacizin kabul edilemez olduğuna, çalışma yaşamının normal bir parçası olmadığına dair açık bir mesaj göndermenin zamanı geldi. Ayrımcılığa karşı olan ve eşitliği destekleyen işyeri kültürlerini teşvik etmemiz önemlidir. İşçilere endişelerini dile getirmek ve çözüm bulmada etkin bir rol oynamaları için güvenli bir ortam sağlamalıyız.
Şiddet ve tacizi sona erdirme mücadelesinde hiçbir grup işçi geride bırakılmamalıdır. Tarım işçilerinden fabrika işçilerine, göçmen ve ev işçilerine, gizlenen ve kilitli kapılar ardında tutulan herkese ulaşmalıyız. Ayrıca, kadınların homojen bir grup olmadığını ve engellilerin, lezbiyenlerin, biseksüellerin ve trans kadınların ve HIV ile yaşayan kadınların deneyimlerini görünür kılmamız gerektiğini de hatırlatıyoruz.
Önlem almak, mağdurlara destek ve hizmet sunmak kadar önemlidir. Bunun için en başta bakanlıkların, siyasete yön verenlerin, işverenlerin, işçilerin ve örgütlerinin oynayacak bir rolleri vardır.
Bu arka plana dayanarak, ILO çalışma yaşamında şiddet ve tacizin sona erdirilmesi için uluslararası bir çerçeve geliştiriyor. Tartışma, Haziran 2018'de ILO'nun Uluslararası Çalışma Konferansı'nda gerçekleşecek. Bu, şiddet ve tacizle ilgili gerçek yaşam deneyimleriyle ve bu sorunlara yönelik etkili yaklaşımlarla beslenmesi gereken bir süreçtir.
Kimseyi geride bırakmamak demek, kadınlara karşı her türlü şiddet ve tacizin sona erdirilmesi demektir. Çalışma dünyası bu gibi gayretlerin merkezinde olmalıdır ve ILO kendi üzerine düşeni yapmaya hazırdır.