Bu araştırma DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi tarafından hazırlanmış ve Ocak 2025 tarihinde kamuoyuna sunulmuştur. Araştırma emar kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Türkiye'deki ekonomik kriz, ülke ekonomisinde ciddi bir daralma, yüksek enflasyon, işsizlik oranlarında artış, Türk Lirası'nın değer kaybı ve gelir dağılımı eşitsizliğinin artmasına yol açmıştır. Hükümet tarafından 13 Mayıs 2024’te açıklanan “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi,” kamuoyunda “kadife eldivende demir yumruk” olarak nitelendirilmekte ve kamu hizmetleri ile çalışanlarına yönelik bir baskı aracı olarak değerlendirilmektedir.
Kamudaki savurgan ve şatafatlı harcamalar ile sermayeye aktarılan kamu kaynakları göz ardı edilirken, asıl hedef işçi sınıfının yaşamından tasarruf edilmesi olarak belirlenmiştir.
Kamu harcamaları içindeki sosyal harcamalar (eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, çocuk ve engelli bakımı, işsizlik yardımları, emeklilik maaşları, barınma ve aile yardımları gibi kalemler) konusunda anlamlı bir artış sağlanamamıştır. Türkiye’de sosyal harcamalara ayrılan pay, bu dönemde yalnızca 1 puan artış göstermiştir. 2014 yılında GSYH içinde kamu sosyal harcamalarının payı %15,6 iken; 2024 Eylül ayında bu oran 0,1 puanlık bir artışla ancak %15,7 seviyesine çıkmıştır.
Kamu hizmetleri içerisinde eğitim, sağlık ve sosyal korumaya ayrılan payları incelediğimizde, GSYH'den kamusal hizmetlere ayrılan payın en az "eğitim" olduğu görülmektedir. GSYH içinde eğitime ayrılan pay yalnızca %3,6’dır ve son on yılda eğitimin özelleştirilmesiyle birlikte bu oran 0,3 puan azalmıştır.
Türkiye'deki toplam istihdam içinde kamu sektöründeki istihdam oranı, birçok Avrupa ülkesine kıyasla oldukça düşüktür. Türkiye'de kamu sektöründeki istihdam oranı, OECD ülkeleri ortalamasının 1,7 puan altında, %16,7 seviyesindedir. Bu oran, OECD üye ülkeleri ortalamasında %18,4'tür
Özel sektörde çalışan sayısı 26 milyon 366 bini aşarken, kamu sektöründe çalışan sayısı 5 milyon 265 bini geçmiştir. Bu durum, Türkiye'deki istihdam yapısının büyük ölçüde özel sektöre dayandığını ve kamu sektörünün istihdamda sınırlı bir rol oynadığını göstermektedir.
SON ON YILLIK SÜREÇTE KAMU İSTİHDAMINI ETKİLEYEN GELİŞMELER
2014-2024 YILLARI ARASINDA TAŞERON İŞÇİLERİN SÜREKLİ İŞÇİ KADROSUNA GEÇİRİLMESİYLE BİRLİKTE, KAMU SEKTÖRÜNDE EN FAZLA ARTIŞ GÖSTEREN KADRO TÜRÜ "SÜREKLİ İŞÇİLİK" OLMUŞTUR.
Toplam kamu istihdamı: 2014 yılından 2024 yılına kadar kamu personel sayısı 1 milyon 825 bin 769 kişi (yüzde 53) artarak 5 milyon 265 bin 808 kişiye ulaşmıştır. 2024 Eylül ayı itibarıyla kamuda toplam istihdamın yüzde 70'i memur, yüzde 23,6'sı sürekli işçi, yüzde 7,5'i sözleşmeli personel, yüzde 1,9’u"diğer" ve yüzde 0,9'u geçici işçi olarak kayıtlıdır.
Genel işler işkolu, ülke genelinde istihdamın önemli bir kısmını kapsamakta olup bu alandaki işçilerin büyük bir bölümü belediyelerde çalışmaktadır. 2024 yılı itibarıyla genel işler sektöründeki istihdamın yüzde 66,7'si, yani 644 bin 671 kişi, belediyelerde görev yapmaktadır.
Öte yandan, genel işler işkolundaki istihdamın yüzde 33,3'ü, yani 322 bin 195 kişi, özel sektör şirketleri veya konut hizmetlerinde çalışmaktadır
2024 Eylül ayı verilerine göre; belediyelerdeki istihdamın yüzde 83’ü işçilik (kadrolu, belediye şirket ve geçici işçi), yüzde 16,3’ü memurluk ve yüzde 1’i sözleşmeli personeldir. Görüldüğü gibi, belediyelerde çalışan her 10 kişiden 8’i işçidir.
|
NE OLMALI? NE İSTİYORUZ?
1. Türkiye’de kamu harcamalarına daha fazla pay ayrılmalı ve nüfusa orantılı bir şekilde kamu istihdamı artırılmalıdır. 2. Kamuda sözleşmeli, geçici, ücretli personel istihdamı yerine, kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır. 3. Merkezi idare ve yerel yönetimlerde çalışan kamu işçilerinin haklarında kayıp yaşanmamalıdır. 4. Belediye şirketinde çalışan işçiler de kamu hizmeti yapmaktadırlar, bu nedenle tüm belediye işçileri eşit haklara sahip olmalı ve belediye şirket işçilerine kadro ve ilave tediye hakkı verilmelidir. 5. İş güvencesi hakkı, tüm çalışanları kapsayan bir hak olarak yeniden düzenlenmeli ve kamu çalışanları arasındaki mali, sosyal ve özlük farklılıklar giderilmelidir. 6. 5393 sayılı Belediye Kanunu’ndaki norm kadro sınırlamaları kaldırılmalıdır. 7. Kamuya alımlarda torpilin, kayırmanın ve kadrolaşmanın önüne geçecek düzenlemeler yapılmalıdır. 8. Belediyelerde çalışan işçiler için koruyucu ve önleyici işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalıdır. |
Bu öneriler, kamu sektöründe daha adil, demokratik ve eşitlikçi bir çalışma ortamı oluşturmak için atılması gereken adımları temsil etmektedir.