06.03.2025
Sendikamız, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında, yeni Genel Merkezimizin Konferans Salonunda bir panel düzenledi. Panel, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Genel Başkanımız Remzi Çalışkan’ın katılımıyla başladı. Açış konuşmasını DİSK İç Anadolu Bölge Temsilcisi Birgül Kaya yaptı.
Birgül Kaya konuşmasında, kadın mücadelesinin yalnızca bir güne sığdırılamayacağını vurgulayarak “Kadınlar, sendikal mücadelede her zaman en ön safta yer aldı. Bugün de eşit işe eşit ücret, güvenceli çalışma, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa son verilmesi için mücadelemiz sürüyor” dedi.
“Kadınların Mücadelesi Tüm İnsanlığa İlham Kaynağıdır”
Genel Başkanımız Remzi Çalışkan, kadın mücadelesinin tarih boyunca yalnızca kadınlar için değil, tüm insanlık için bir ilham kaynağı olduğunu vurguladı. Konuşmasında, toplu iş sözleşmelerinde kız çocuklarının eğitimine destek verilmesinden ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair ilk düzenlemeleri hayata geçiren sendika olduklarının önemini paylaştı.
Kapitalist sistemin yarattığı cinsiyetçi iş bölümüne dikkat çeken Çalışkan, kadın emeğinin ucuz işgücü haline getirildiğini, kadınların yoksulluğa mahkûm edildiğini ve emeğinin yok sayıldığını belirtti. Kadına yönelik ayrımcılık ve eşitsizliğin her alanda sürdüğünü ifade eden Çalışkan, şiddetsiz ve sömürüsüz bir dünya için mücadelenin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu: “Kadın Durursa Ne Olur?”
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise konuşmasında “Kadın Durursa Ne Olur?” diyerek şu ifadeleri kullandı:
“Bugün çalışan, emekli ve kadın yoksulluğunu konuşuyoruz. Kadınlar daha işe alım sürecinde ayrımcılığa maruz kalıyor ve çalışma hayatında eşitsizliklerle karşılaşıyor. Ancak artık hep birlikte mücadeleyi büyütme zamanı. Görünmeyen emeğimizin yükünün daha da arttığı bir dönemden geçiyoruz. Bu nedenle, emek mücadelesiyle kadın mücadelesinin kesiştiği noktada kadın grevi çağrısı yaptık. Bu çağrımız, sosyal politikaların hayata geçirilmesi ve görünmeyen emeğin görünür hale gelmesi içindir. Attığımız bu adım, önemli bir karşılık buluyor. Bu ülkenin aydınlık geleceği; sendikal hak ve özgürlüklerin var olduğu, adaletin, barışın ve eşitliğin sağlandığı bir ülkedir. Ve bu geleceğin en büyük gücü kadınlardır. Daha fazla kadın işçi sendikalı olmalı, DİSK’li olmalıdır.”
Emek, Yaşam ve Kadın
İki oturumdan oluşan panelimizin ilk oturumunda “Kadın Emeği ve Kadın Mücadelesi” konuşuldu.
Moderatörlüğünü Dr. Özgün Millioğulları Kaya’nın yaptığı ilk oturumda panele katılan Türkiye Kadın Dernekleri Konfederasyonu Başkanı Canan Güllü, Genel-İş’in kadın mücadelesine verdiği desteğin önemine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Kadın mücadelesinin destekçisi bir sendikanın içinde olmaktan mutluyum. Kadın-erkek eşitliğini sağlayana kadar mücadelemiz sürecek. Kadına yönelik ayrımcı uygulamalar içeren yasal düzenlemeler yapılmak isteniyor. Ülkenin hukuk düzeninin geriye götürülmek istenmesine karşın, çağdaş, demokratik ve laik Türkiye için mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Daha sonra söz alan Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir, “Fırtınada Kadınlar: Emek ve Yaşam” başlıklı sunumunda, toplumun zorluklardan çıkışının emekçi kadınların mücadelesiyle mümkün olduğunu vurguladı. “Toplumun aydınlık bir geleceğe kavuşması, kadın emeğinin ve mücadelesinin görünür hale gelmesiyle mümkündür” dedi.
ILO Kıdemli Program Yöneticisi Ebru Özberk Anlı ise “Uluslararası Perspektiften Bakım Ekonomisi” başlıklı sunumunda, bakım emeğinin dönüşümü ve sosyal adaletsizlik ile bakım ekonomisi arasındaki ilişkiye dikkat çekti.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Panelimizin İkinci Oturumunda “Toplumsal Yaşamda Kadın ve Sendikal Mücadele” konuşuldu.
Moderatörlüğünü Ekin Sarı Akalın’ın yaptığı bu bölümde, üç önemli konu ele alındı:
Oturumda, kadın emeğinin korunması, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi ve sendikal hareketin kadın haklarıyla kesişen noktaları detaylı şekilde ele alındı.
Kadın emeğinin, eşitlik mücadelesinin ve sendikal dayanışmanın konuşulduğu panel, katılımcıların yoğun ilgisiyle gerçekleşti.