09/12/2021
10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, temel insan haklarını eşitlik özgürlük adalet, barış ve onur temelinde ele alır ve bu evrensel değerlerin korunması geliştirilmesi ile eğitim ve öğretim yoluyla içselleştirilmesine vurgu yapar.
Bugün ülkemizin de içinde bulunduğu pek çok ülkede bu temel değerlerin sık sık ayaklar altına alındığını, insan onurunun, insanca yaşam hakkının bağlı olduğu pamuk ipliğinin sık sık koptuğunu görüyoruz.
Baskıya karşı; insan haklarının, hukukun egemenliğiyle korunmasının önemli olduğundan hareket eden İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin özellikle dünyadaki iktidarlar tarafından görmezden gelinmesi, insanları hakları için her daim mücadele etmek zorunda bıraktı, çünkü insanlar haklarıyla insandı.
Bugün, 2021 yılında da şiddetin, yoksulluğun ve eşitsizliğin orantısız bir şekilde salgın ve ekonomik kriz etkisiyle derinleştiği koşullarda insanlar, hakları için hâlâ ayakta ve mücadelede.
Toplumu ayrıştıran ve ötekileştiren uygulamalara, her türlü ayrımcılığa, eşitsizliğe ve adaletsizliğe bu yıl da insanlık onuru için karşı çıktık.
Milyonlarca insan geçim imkânlarını kaybederken en tepedeki milyarderlerin gelirlerinin hızla artmasına, sermayenin kâr hırsına, işçinin emeğinin sömürülmesine direndik, direniyoruz.
Emeğin sömürülmesine, demokrasinin yok edilmesine, hukukun siyasallaşmasına, kadınların yaşam hakkının görmezden gelinmesine karşı meydanlardaydık.
Bizler, insana yakışır yaşam koşulları için haykırmaya devam ettik; eşit, adil ve onurlu bir yaşam dedik; örgütlenme hakkı, eşit iş için eşit ücret, kadro hakkı dedik. Bizleri haklarımızdan baskıyla, zorla vazgeçirmek isteyenler, insanlık tarihinin direnerek kazananlarına baksınlar.
İfade özgürlüğü hak, ayrımcılık suçtur.
Bütün insanlar hür ve eşit doğarlar. Bazı insanların diğerlerinden daha “eşit” olmasını kabul etmiyor, bu uğurda mücadeleyi de öncelikle yaşamın kendisine borçlu olduğumuzu biliyoruz.