Siyasi iktidar, güvenceli esneklik, kiralık işçilik, taşeron uygulamaları, kıdem tazminatının fona devir hazırlıkları derken iş hukuku yargılamasına da el attı. İşçilerin hakları verilmediğinde başvuracakları iş mahkemeleri ile ilgili köklü değişimler kapıda. Kolayca tahmin edilebileceği gibi öngörülen düzenlemeler işçilerin yine aleyhinde. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve internet sitesinde yayınlanan "İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı Taslağı" bir demir leblebi niteliğinde. Taslak neler götürüyor bir bakalım:
Yasa Taslağının İşçiler İçin En Lehte Sayılabilecek Düzenlemesi “Yürürlük Maddesi”
Taslağın tüm maddeleri öylesine “çalışan karşıtı” düzenlemeler içeriyor ki; kinayeli bir dille yasanın yürürlüğünün 2017 Ocak ayı olmasına atıf yapıp daha önceki bir tarihte de yürürlüğe sokabilirlerdi diyerek bu bedbaht düzenlemelere dikkat çekmek istiyoruz.
Zorunlu Arabuluculuk
“Adalet de özelleştiriliyor” başlığıyla EMEK Gazetesi'nin 141. sayısında haberleştirdiğimiz bu düzenleme, bütün iş uyuşmazlıklarının önce “zorunlu olarak” arabuluculara götürülmesini şart koşuyor. Ve işverenlere gün doğuyor. Uyuşmazlığı ve davaları uzatmak için yeni, yasal ve tertemiz bir yola sahip olacaklar.
Bu arada arabuluculuğun zorunlu olması Anayasa’ya aykırı imiş, “yargı yetkisinin Türk Mahkemelerince kullanılması” esasmış; hak arama hürriyeti, kanuni hakim güvencesi ihlal edilecekmiş ne gam! Zaten bunlar Adalet Bakanlığı’nın görev kapsamında da değil!
Binlerce tür dava arasından sadece iş davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmasını manidar buluyoruz. Galiba biz kötü niyetliyiz, içimiz fesat.
İş Davalarına Temyiz Yolu Kapanıyor Haberiniz Olsun
Bu yılın Temmuz ayında Bölge Adliye Mahkemeleri adı ile yerel mahkemelerin bir üst derecesinde yeni mahkemeler görev yapmaya başlayacak. Bu mahkemeler yerel mahkemelerin kararlarını itiraz yoluyla inceleyecek ve denetleyecek. Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına karşı ise Yargıtay’a temyiz yoluna başvurulabilecek. Yani Yargıtay ile yerel mahkemeler arasında ara bir inceleme merciinin kurulması söz konusu. Şimdii eşitlik ilkesi kapsamında neyi bekleriz? İş davalarının da aynı usule tabi olmasını değil mi?
Ama hayır! İş davalarında Bölge Adliye Mahkemelerinin kararları neredeyse hiç temyiz edilemiyor. Neredeyse hiç diyoruz, haksızlık etmeyelim. 25 bin TL tutarını aşan alacağınız varsa Bölge Adliye Mahkeme kararlarını temyiz edebilirsiniz. Ancak şunu da unutmayın bu 25 binlik tutar tüm bir işçinin alacaklarının toplamı değil, her bir alacak için temyiz sınırı ayrı değerlendirilecek. Misal bu ya; ihbar, kıdem tazminatı, fazla mesai alacaklarınız için dava açtınız, bölge adliye mahkemesi bu tüm alacaklarınızla ilgili hatalı karar verdi. Alacaklarınızın toplamı 25 bin Lirayı aşsa da ayrı ayrı değeri bu tutarı geçmiyorsa geçmiş olsun! Karar kesinleşti artık temyize gidemiyorsunuz.
İşten atıldınız işe iade davası açtınız, temyiz yolu kapalı, Yargıtay yasak! Toplu iş sözleşmenizin bir maddesinde uyuşmazlık çıktı sendikanız yorum davası açtı, temyiz yolu kapalı, Yargıtay yasak! İşyerinizde grev var. İşveren kanuna aykırı diye dava açtı, temyiz yolu kapalı, Yargıtay yasak! Sendikalar Hukuku ve Toplu Sözleşme Hukukundan doğan davaları temyize götüremezsiniz çünkü yasak!
İş Hukukunda İçtihat Dönemi Artık Bitecek
Emsal karar lafını hepiniz duymuştur. Emsal karar, benzer davalarda yol gösterici nitelikte örnek alınacak karar demektir. Bugüne kadar Yargıtay, yerel mahkemelere kararlarında ışık olması için –iyi ya da kötü, eleştirilse de- ilke kararları niteliğinde “içtihat” dediğimiz emsal kararlar verirdi, bu kararlar mahkemelere, hukukçulara hatta işveren ve işçilere yol gösterir, bazen dava açılmadan bile uyuşmazlıklar giderilirdi.
Bugünden sonra İş Hukuku için elveda içtihat dönemi! Neden mi? Çünkü Yargıtay yolu, iş davalarına kapanıyor. Artık Bölge Adliye Mahkemeleri var! Artık her bölgede ayrı emsal kararlar oluşacak, İş Hukuku yargılaması çorbaya dönüşecek mi diyorsunuz? Yok canım… Kötü niyetlisiniz, içiniz fesat.
Uyanalım Arkadaşlar Tazminat Zamanaşımı Sürelerimiz Gidiyor İşten atıldık, parasız kaldık. Alacaklarımız ödenmedi. Dava açmak ucuz bir şey değil. Bekleyelim, nasıl olsa zamanaşımı süremiz var. Kıdem ve ihbar tazminatında 10 yıl, diğer alacaklarda 5 yıl. Demeyin artık. Neden? Siyasi iktidar ona da el attı. Evet, yanlış okumadınız. İşçilik alacaklarında zamanaşımı süreleri kısalıyor ve 2 yıla düşüyor. Neden? Diye sormayın! Neden diğer sözleşmelerden doğan davalar 10 yıl da iş sözleşmelerinden doğan davalar 2 yıla iniyor diye de sormayın. Anayasa’nın eşitlik ilkesi mi? Ama bu yasa taslağını Adalet Bakanlığı hazırladı. Biz daha mı iyi bileceğiz? Galiba kötü niyetliyiz, içimiz fesat |