27/04/2017
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi'nin aylık olağan toplantısında, kıdem tazminatı fonunda sona gelindiğini ifade etti. Kıdem tazminatının sonunu nereye vardırmak istediğini de şu cümleyle itiraf etti: “Piyasalara ciddi katkılar sağlayacak kıdem tazminatı fonunda sona geldik.”
Sendikamız, siyasi iktidarın derdinin söylenenin aksine tüm işçilerin kıdem tazminatından faydalanmasını sağlamak olmadığını, asıl derdin emeğin alın terinden sermayeye yeni kaynak sağlamak olduğunu söyledi. Başından beri söylediğimizi şimdi itiraf ettiler.
İşçilerin mücadele ederek kazandığı kıdem tazminatını bir proje olarak gören Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, kıdem tazminatının fona devri için “aynı zamanda üretim ve sanayinin içindeki gizli tehdidi, gizli yükü ve korkuyu ortadan kaldırılacak, rahatlatacak bir düzenleme olacak” dedi.
Türkiye’de kıdem tazminatı yükünün altından kalkacak kaç firma var diye sordu?
Bu soruya cevap vermeden önce kıdem tazminatını sermayeye kaynak olarak sunup “gizli tehdidi” ortadan kaldıracağını iddia eden Sayın Nurettin Canikli’ye bizim bir sorumuz var.
Emekçiler açısından kıdem tazminatı kalkarsa işçinin yaşayacağı iş güvencesi tehdidini düşündünüz mü? Sermaye için gizli tehdit ve korku unsuru olarak görülen iş güvencemiz mi yoksa ?
Çünkü biliyoruz ki; kıdem tazminatı uygulamasını asıl önemli kılan nokta, patronların işçileri istediği zaman işten çıkarmasını zorlaştıran ve bu açıdan istihdam güvencesi sağlayan bir nitelik de taşıyor olmasıdır.
Şimdi de Sayın Nurettin Canikli’nin sorusuna cevap verelim:
Kıdem tazminatı ücretlerimizin bir parçasıdır. Kıdem tazminatı işçinin yıllarca birikmiş emeğinin karşılığıdır. Kıdem tazminatı işverenlere bir yük değil, iş sözleşmesinin sona ermesinin en önemli hukuksal sonucudur.
Kıdem tazminatına ; işçinin ödenmesi sonraya bırakılmış ya da ertelenmiş ücreti, tazminat, işsizlik tazminatı, ikramiye denildiği olur ama kıdem tazminatının bir yük olduğu söylenemez.
Siyasi iktidarın kıdem tazminatı hakkından yararlanan işçilerin sayısını arttırmak gibi derdi varsa fon kurulması gibi karmaşık yollara girmesine gerek yoktur. Yapılması gereken basittir. Mevcut yasaya bir cümle koyarak bir yılın altında çalışanlara da kıdem tazminatı ödemesi sağlanabilir.
Yine işverenin ödemede acze düşmesi durumunda İşsizlik Sigortası Kanunu’nda yer alan “ Ücret Garanti Fonu” kapsamında ödeme yapılması mümkündür. Bu kanuna da ek bir madde koyarak kıdem tazminatı dahil tüm işçi alacaklarının kapsamı genişletilmiş olur.