24/01/2018
24 Ocak 1980’de dönemin başbakanı Süleyman Demirel ve başbakanlık müsteşarı Turgut Özal tarafından açıklanan 24 Ocak kararlarının üzerinden 38 yıl geçti.
Ocak 1980 - Eylül 1980 arasında muhalefetin yoğun direnişi karşısında uygulanamayan kararlar 12 Eylül askeri darbesiyle uygulamaya sokuldu ve Türkiye sadece ekonomik değil aynı zamanda siyasi, toplumsal ve kültürel açılardan köklü olarak ve silah zoruyla dönüştürüldü. Yine dönemin sermaye temsilcisi TİSK başkanı Refik Baydur'un sözleri durumu özetlemeye yetiyordu: "Bugüne kadar hep onlar (işçiler) güldü, artık gülme sırası bizde!"
Dünya kapitalizminin merkez devletleri -ABD ve İngiltere başta olmak üzere– ile dünya finans kurumları kapitalizmi yaşadığı krizden çıkarmak için neoliberal reçeteyi, gelişmekte olan ülkelere dayattılar. Gelişmekte olan ekonomiler kapitalizmin merkez ekonomilerine bağlandı.
Türkiye işçi sınıfı bu dönüşümün maliyetini ücretleri ve refah düzeyi gerileyerek ödedi. Sınıf örgütlerini ve haklarını kaybetti, sınıf önderlerine olmadık eziyetler çektirildi. İşçi sınıfı demokratik olarak oluşturduğu sınıf örgütlenmelerinden uzaklaştırılarak, ortaçağ zihniyetine sahip örgütlenmelerin kucağına itildi. İşçi sınıfı dayanışması yerini biat kültürüne bıraktı.