28/10/2020
Cumhuriyetin 97. Yılını ekonomik, sosyal ve siyasal krizlerin ortasında Covid-19 salgını altında karşılıyoruz. Bu sorunların çözümünde nasıl bir cumhuriyet altında yaşamak istediğimizi bir kez daha anlatmak isteriz.
Emeğin Hâkim Kılındığı Bir Cumhuriyette Yaşamak İstiyoruz
Emeğin haklarının sağlanmadığı, emeğin değersiz kılındığı bir cumhuriyet “kimsesizlerin kimsesi” olamaz. Halk egemenliğinden doğan cumhuriyet emek sömürüsüne dayandığı zaman sermayenin saltanatına dönüşür. İşte bugün sermayenin saltanatına dönüşen zenginlerin daha zengin, işçilerin daha fakir olduğu bir dönemi yaşıyoruz;
Demokrasinin Geliştiği ve Hukukun Üstün Olduğu Bir Cumhuriyet İstiyoruz
Demokrasinin en temel değerleri yok sayılıyor.
Hukuk devletinin gerekleri yerine getirilmiyor; yargı siyasallaşıyor, temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmıyor, eşitlik ilkesi çiğneniyor.
Halkın iradesi yok sayılıyor, seçilmiş belediye başkanları haksız ve hukuksuz bir şekilde görevden alınıyor.
Basın ve ifade özgürlüğü yok sayılıyor.
Toplumsal kutuplaşma arttırılıyor, barışın sesi kısılıyor.
Cumhuriyetin 100.Yılına doğru giderken; emeğin cumhuriyetini yaratmak, demokratik, eşit, laik, halk egemenliğine dayanan bir cumhuriyeti var etmek işçi sınıfının temel görevidir.
Sefaletin, savaş ve şiddetin, tekçiliğin değil; toplumsal zenginliğin arttığı, barışın ve çoğulculuğun hâkim kılındığı bir cumhuriyette yaşamak için mücadele etmeye devam edeceğiz.