02/12/2022
Kamusal, Parasız ve Erişilebilir Hizmet Engellilerin Hakkıdır!
Engellilerin, toplumun bütün kesimleriyle eşit haklara sahip olması için yılda bir gün bile olsa sorunlarının gündem olduğu Dünya Engelliler Günü, 1992 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilmiş ancak aradan geçen 30 yıla rağmen engelli hakları konusunda ülkemizde ilerleme kaydedilememiştir.
Görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir toplum kesimi olarak engellilerin, toplumsal yaşama katılımı, sosyal haklara ve özellikle çalışma yaşamı ve sağlık hizmetlerine erişimi oldukça sınırlıdır. Dünya genelinde engellilerin yarısından fazlasının az gelişmiş ve yoksul ülkelerde yaşıyor olması dolayısıyla, özellikle herhangi bir iş kolunda çalışmayan engellilerin sağlık başta olmak üzere pek çok hakkı ihlal edilmektedir. Sadece UNESCO’nun gelişmekte olan ülkelerdeki engelli çocukların %90’ının okula gitmediğini belirten raporu bile temel insan haklarının pek çoğunun karşılanmadığının bariz göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Ülkemizdeki ise yaklaşık 10 milyonu bulan sayılarıyla engelli bireylerin % 78’i işgücüne katılamıyor; tedaviye gereksinimleri olduğu halde neredeyse yarısı tedavi olanaklarını kullanamıyor. Bu bireyler, hâlihazırda çalışma yaşamına katılmalarını engelleyen ve kendilerini daha büyük yoksulluk ve sosyal dışlanma riskine maruz bırakan zorluklarla mücadele etmek zorunda bırakılıyor. Dezavantajlarından dolayı ayrımcılığa uğrayan ve ötekileştirilen engellilerin en az diğer insanlar kadar kamu hizmetlerinden faydalanma ve çalışma yaşamına katılma hakkı vardır. Toplumsal duyarlılığın artırılması, engellilere yaklaşımda önyargıların kırılması ve var olan eşitsizliklerin bir an önce son bulması gerekiyor.
Engelli insanların daha iyi bir yaşam standardına ulaşması sosyal devletin sorumluluğudur. Engelli bireyleri toplum yaşamının bir parçası olarak sosyal etkinliklerinin artması önündeki engellerin kaldırılması ve bu doğrultuda düzenlemeler yapılması, eşit yurttaşlar olarak insana yakışır bir şekilde onurları korunarak ekonomik, sosyal ve kültürel olarak eşit fırsatlara erişmeleri kamusal bir zorunluluktur. Bu aynı zamanda sosyal devlet iddiasının vazgeçilmez gerekliliğidir.
Ülkemizin son zamanlardaki en büyük problemi haline gelen ekonomik krizin, işçileri emekçileri ve bunun yanında engelli bireyleri son derece olumsuz etkilediği açıktır. Gelir dağılımda artan adaletsizlik hem emekçileri hem de engellileri daha da yoksullaştırırken onların sorunlarına kulak tıkayan iktidar ve sermaye kardeşler, katlanarak artan gelirleriyle toplumdaki gelir uçurumunu derinleştirmeye devam etmektedir.
Engelliler temel insan hakları olan eğitim, istihdam ulaşım ve sağlık haklarına engellenmeden tam ve dolaysız erişim talep ediyor. Ancak iktidarın engellilere verdiği bir sadakadan öteye geçemeyecek orandaki aylık, bu temel hakların hiçbirine tam anlamıyla erişimi olanaklı kılamıyor. Engellilere ilişkin yapılan ödemeler en az açlık sınırı düzeyinde olmalıyken; onların bağımsız yaşamalarını sağlayacak gelire ulaşmalarının önüne her biçimde setler çekilmektedir. Çalışma yaşamına katılmak isteyen engelliler iş bulamazken kamuda ve özel sektörde yasa gereği var olan istihdam kotaları doldurulmamaktadır. Sadece kamuda, engelli istihdam kotası açığı yaklaşık 8 bin kişidir. Bu özellikle boş bırakılan istihdam kotaları bile iktidarın engellilere yaklaşımını açıklamaktadır.
Kamuda ve özel sektörde engelli kotasının artırılması devletin; çevresel ulaşım hakkı çerçevesinde, engellilerin sokak ve caddelerde ulaşımını sorunsuz sağlayacak altyapıyı kurmak belediyelerin görevidir. Kamu ve özel kurum ve kuruluşların iş yerlerinin, engellileri engellemeyecek şekilde inşa edilmesi ve bu doğrultuda denetlenmesi zorunludur. Yardımcı teknolojilerin engelliler yararına kullanılması ve erişimlerinin kolaylaşması, yeni altyapı ürün ve hizmetlerinin evrensel tasarım ilkelerine uygun herkes tarafından erişilebilir, anlaşılabilir ve kullanılabilir olması gerekiyor. Toplumda farkındalığın artması, önyargı ve ayrımcılığın ortadan kalkması, işaret dili, altı nokta yazısı dışında da destekleyici/yardımcı teknolojilerin erişilebilir hale gelmesi için çaba gösterilmesi başta devlet olmak üzere tüm toplumun görev ve sorumluluğudur.