22 Nisan 1962’de Kurucularımız; Abdullah Baştürk, Mustafa Sığan, Cemil Uludağ, Cemil Altan, Mustafa Büyükçeşme ve Bekir Büyükcan, belediyelerin sıhhi tesisatçıları, tamircileri, marangozları, boyacılar olan işçileri bir araya getirerek Sendikamız çatısı altında toplamayı başardılar.
Nice badireler atlattık; sendikamız kapatıldı, darbe döneminde yöneticilerimiz tutuklanarak idamla yargılandı. Kurucu Genel Başkanımız Abdullah Baştürk idamlarını isteyen dönemin askeri savcısına “Siz Ancak Ceketimizi Asabilirsiniz!” demişti. O günlerden bu günlere Kurucu Genel Başkanımız Abdullah Baştürk ve mücadele arkadaşları tarafından kurulan Sendikamız onurlu bir geçmişten aydınlık bir geleceğe yürüyüşünü sürdürüyor; bugün 120 bine yaklaşan üyemizle Türkiye’nin üçüncü büyük Sendikasıyız. Daha da büyüyeceğiz daha da güçleneceğiz.
Çünkü kuruluş günümüzden bugüne sendikamızı bir işçi sınıfı örgütü olarak tanımladık. İşçiden başka kimseye güvenmedik; alın terini ve emek gücümüzü değerlerimizin en başına koyduk.
İşçinin dinine, diline, mezhebine, etnik kökenine, siyasal görüşüne saygı gösterdik; bunları bir ayrım konusu değil zenginlik olarak değerlendirdik. Bizi birbirimize kenetleyen emek gücümüzdür dedik; bu temelde işçi sınıfı bilincini kendimize ilke edindik.
Böyle yaptığımız için işçinin sınıfının gerçek sendikası olduk. Ne siyasi partilerden ve gruplardan medet umduk ne işverene yaslanarak sendikacılık yaptık ne de devlet sendikacılığına pirim verdik.
Tüm muhataplarımıza saygı gösterdik, onların da sendikamıza saygı göstermesini talep ettik.
İşçi sınıfının ortak ekonomik, sosyal, kültürel hak ve çıkarlarının, toplumcu, çoğulcu, katılımcı ve özgürlükçü temellere dayalı gerçek demokrasi ortamında kazanılıp geliştirilebileceğinin bilinci içinde olarak, işçi sınıfı ve emekçi halka yönelik her türlü baskı ve sömürünün ortadan kaldırılması için mücadele ettik, etmeye de devam ediyoruz.
Evrensel temel hak ve özgürlüklere sahip çıkmayı, sendikal hak ve özgürlükleri eksiksiz yaşama geçirmeyi, geliştirmeyi, güçlendirmeyi kendimize bir görev olarak görüyoruz.
Her türlü zorluğa rağmen hem emeğimiz hem de eşitlik, adalet ve demokrasi için mücadele veriyoruz.
Küresel salgının Dünya işçi sınıfını vurduğu koşullarda Türkiye İşçi Sınıfını savunmaya devam ediyoruz. İşverenleri ve devleti uyarmayı sürdürüyor; işçi sınıfının korkulu rüyasına dönüşen Covid-19 salgınından işçileri korumak, onların sağlıkla çalışmasını ve güvenle yaşamasını sağlamak için mücadele ediyoruz.
Böyle yaptığımız için belediye işçilerinin güvenini kazanıyoruz; işveren ve siyaset baskısının ortadan kalktığı belediyelerde belediye işçisinin kutup yıldızı oluyoruz.
Böyle yaptığımız için Türkiye sendika hareketinin göz bebeği sendikalarından birisi ve Türkiye İşçi Sınıfının gücü oluyoruz.
Bu sınıfsal ve sendikal güç bu sendikanın her düzeyde seçilmiş yöneticileri, Genel Başkanımız ve Genel Yönetim Kurulu Üyelerimiz ile şube başkanlarımız, işyeri temsilcileri ve üyelerimizin gücüdür.
Sendikal gücümüz Türkiye İşçi Sınıfının gücüdür ve gücümüz artmaya ve katlanmaya devam edecektir.
Sağlıklı günlere bir an önce ulaşmak umuduyla DİSK/Genel-İş’in 59.yılı tüm üyelerimize kutlu olsun, başta Abdullah Baştürk olmak üzere kurucularımızı ve sendikal mücadelede yitirdiğimiz yoldaşlarımızı saygı ve sevgiyle anıyoruz.
Yaşasın DİSK Yaşasın Genel-İş
59. Yıl Afişimiz
59. Yıl Afişimizi PDF Olarak Görmek ve İndirmek İçin Tıklayınız