28/10/2021
İlan edilmesi üzerinden neredeyse bir asır geçmiş olan Cumhuriyet, kuruluşunun 98. yılında hâlâ geliştirilmesi, dönüşmesi, daha demokratik bir yapıya büründürülmesi gerekirken tasfiye edilerek daha da geriye götürülmeye çalışılıyor.
Dar tanımıyla, siyasal iktidarın bir aileye, bir sınıf, zümre veya şahsa ait olmadığı bir rejim olarak cumhuriyetten hızla uzaklaşıyoruz. Uzun zamandır “muasır medeniyetler seviyesine çıkmak” şöyle dursun, temel hak ve özgürlüklerin her gün biraz daha kısıtlandığı, eşitsizliğin, sömürünün, her türlü ayrımcılığın, kadına yönelik şiddetin ve ötekileştirmenin arttığı, gelir adaletsizliğinin büyüdüğü, zenginin daha zengin, yoksulun daha da fakirleştiği bir süreçten geçiyoruz. Diğer taraftan seçilen belediye yöneticilerinin görevden alınarak halkın iradesinin gasp edilmesini ve TBMM'nin işlevsizleştirilmesini de hesaba katarsak, cumhuriyetin gittikçe daralan bir çemberde sıkıştığını görüyoruz.
Ülkemizde uygulanan otoriter, güvenlik kaygılı ve emek sömürüsüne dayalı yönetim anlayışı terk edilmelidir.
Emekten yana, sömürüsüz bir toplum için mücadele ettiğimiz gibi, Cumhuriyetin, iktidar eliyle laik, özgür, eşitlikçi, demokratik bir pratikten hızla uzaklaştırılmasına karşı da mücadele ettiğimizi bir kez daha vurguluyoruz.
Talebimiz, cumhuriyetin demokratikleşmesi, sömürünün son bulması, eşitliğin, hukukun üstünlüğünün esas olduğu, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmadığı laik bir yönetimdir. Bu doğrultuda özgür ve güneşli yarınlarda yaşamak, mücadele nedenimizdir.