Deniz Şahin Gümüştekin ve Mine Bilir'e Uluslararası Destek

19.06.2025

PSI ve EPSU ile İtalya Sendikalar Konfederasyonu’ndan (CGIL)

Tutuklu Yöneticilerimiz Gümüştekin ve Bilir’e Destek

 

Kamu hizmetleri çalışanlarının küresel sendikası Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI) ve tüm Avrupa’dan 8 milyon kamu işçisini temsil eden Avrupa Kamu Hizmeti Sendikaları (EPSU), Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a hitaben yazdıkları mektup ile Sendikamız İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin ve İzmir 3 No’lu Şube Kadın Komisyonu Başkanı Mine Bilir serbest bırakılmasını talep ettiler.

 

PSI Genel Sekreteri Daniel Bertossa ve EPSU Genel Sekreteri Jan Willem Goudriaan, birlikte kaleme aldıkları mektuplarında, yöneticilerimize yönelen tutuklamaların Türkiye’nın tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler ile Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) ilgili komitelerinin görüşlerine aykırılık teşkil ettiğine dikkat çekerken, “ifade ve örgütlenme özgürlüğü haklarını kullanan sendika liderlerine yönelik baskı ve zulmün sona erdirilmesini talep ediyoruz.” sözlerine de yer verdiler.

 

Sendika Liderlerine Yönelik

Gözaltı ve Tutuklamalar

 

Sendika liderlerine yönelik gözaltı ve tutuklamalarla ilgili endişe verici haberler almaya devam ediyoruz.

 

DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin ve İzmir 3 No’lu Şube Kadın Komisyonu Başkanı Mine Bilir, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla ilgili bir basın toplantısının ardından 16 Haziran 2025 tarihinde İzmir'de tutuklandı. Suçlamalar arasında “cumhurbaşkanına hakaret” de yer alıyor.

 

Aynı nedenle başlangıçta 6 Genel-İş yetkilisi daha gözaltına alınmış, ancak sorgulamanın ardından serbest bırakılmıştı. Gümüştekin ve Bilir’in tutuklulukları ise devam ediyor.

 

Bu gözaltı ve tutuklamalar, Türkiye Anayasası'nın 24. ve 25. Maddelerinin özüne aykırıdır ve ülkenizin onayladığı, ifade özgürlüğü dahil olmak üzere insan haklarını ve temel özgürlükleri güvence altına almayı ve gözetmeyi taahhüt ettiği bir dizi uluslararası antlaşmaya da aykırıdır.

 

Örneğin, Türkiye'nin 1993 yılında onayladığı ILO 87 Sayılı Sözleşme bu hakları korumaktadır. ILO Örgütlenme Özgürlüğü Komitesi (CFA), ifade özgürlüğünün sendikal hakların kullanılması için temel bir ön koşul olduğunu sürekli olarak belirte gelmiştir. İşçiler ve sendikaları, yaptırımlara veya misillemelere maruz kalmadan görüşlerini ifade edebilmelidir. ILO Uzmanlar Komitesi (CEACR) de benzer şekilde, sansür veya kamusal açıklamalar nedeniyle tutuklamalar gibi ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların sendikaların etkin bir şekilde çalışmasını engellediğini belirtmiştir.

 

Ayrıca, gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve gerekse Avrupa Konseyi, ifade özgürlüğünü yukarıdaki ilkelerle büyük ölçüde uyumlu bir şekilde ele almıştır.

 

Bu nedenle, Türkiye makamlarını Anayasa'ya ve uluslararası taahhütlerine uymaya davet ediyoruz. Gümüştekin ve Bilir'in derhal serbest bırakılmasını ve ifade ve örgütlenme özgürlüğü haklarını kullanan sendika liderlerine yönelik baskı ve zulmün sona erdirilmesini talep ediyoruz.

 

Öte yandan, 2024 yılı Eylül ayında İzmir’de gerçekleştirdikleri bir dizi temas kapsamında Sendikamız İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin’I de ziyaret etmiş olan İtalya Sendikalar Konfederasyonu (CGIL) da tarafımıza gönderdiği mesaj ile tutuklı yöneticilerimizin yanında olduklarını ifade ettiler, “İşçi hakları insan haklarıdır. Deniz'i ve Mine'yi derhal serbest bırakın.”

 

İzmirli Sendikacılara Özgürlük

 

İtalya Sendikalar Konfederasyonu (CGIL), İzmir'de sendika yöneticilerinsn tutuklanmasını şiddetle kınamakta ve Deniz Şahin Gümüştekin, Mine Bilir ve meşru sendikal faaliyetleri nedeniyle gözaltına alınan diğer tüm sendikacıların derhal serbest bırakılmasını talep etmektedir.

 

Bu tutuklamalar, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde 23.000 işçisinin yedi gün süren grevinin ve sendikalara karşı yürütülen bir karalama kampanyasının ardından gerçekleşti. Bu grev ve protestolar bir toplu iş sözleşmenin imzalanmasıyla sonuçlanmıştı.

 

Sendikal faaliyetleri suç sayma ve demokrasi, işçi hakları ve ifade özgürlüğü için mücadele edenleri susturma girişimlerine kınıyoruz. Bu durum, uluslararası çalışma standartlarının ve temel insan haklarının açık bir ihlalidir. İzmir'deki yoldaşlarımızla dayanışma içindeyiz.

 

İşçi hakları insan haklarıdır. Deniz'i ve Mine'yi derhal serbest bırakın.