DİSK/Genel-İş Genel Yönetim Kurulu Adına Genel Başkanımız Remzi Çalışkan'ın "Ekonomik Krizin İşçiler Üzerindeki Yıkıcı Etkisine ve Ücretlerde İyileştirme Yapılması Talebine" İlişkin Açıklaması
Hayat Çok Pahalı, Emek Değeri Çok Ucuz! Bu Böyle Gitmez!
İşçiler ve emekçiler yaşanan ekonomik buhranın yıkıcı sonuçlarıyla karşı karşıyadır. Cumhurbaşkanlığı (CB) yönetimi ise bu buhran karşısında, ekonomik hayatta belirsizlik yaratan ve büyük çaplı dalgalanmalara yol açan isabetsiz ve bilim dışı politikalarındaki ısrarından vazgeçmiyor.
Hayatın her gün daha pahalı olduğu, emeğin ucuzlatıldığı, fakirden alınıp zenginin daha zengin edildiği bir ekonomi politikası sürdürülüyor. Bu ağır koşullar altında üyelerimizin ekonomik iyileştirme talepleri günden güne artmaktadır. Bu talepler son derece yerinde ve haklıdır. Çünkü bu ekonomik koşullar, işçiler ve ailelerinin yaşamlarını sürdürülemez bir noktaya getirmiştir. Hayat çok pahalıdır ama emek değeri çok ucuzlamıştır. Gıda fiyatları, elektrik-su-doğal gaz gibi kamu mallarının fiyatı ile akaryakıt fiyatları bir emekçi aile bütçesinin altından kalkabileceği düzeyi çoktan geçmiştir.
Enflasyon, Cumhurbaşkanlığı Yönetiminin yanlışta ısrar eden politik tutumu nedeniyle artık kontrol dışına çıkmıştır. TÜİK yönetiminin enflasyon hesabı ile ENAG’ın (Enflasyon Araştırma Grubu) enflasyon hesapları arasında neredeyse yüzde yüz fark vardır. Bu da enflasyona bağlı ücret taleplerini etkilemektedir. Ayrıca, enflasyon bir aydan diğerine sürekli ve belirgin bir artış göstermektedir. Bu nedenle, örneğin sendikamızın bu ay bağıtladığı toplu iş sözleşmesi, takip eden aylarda güncellenme ihtiyacını doğurmaktadır.
Mevcut durumda bozulan ekonominin sorumlusu belediyeler değildir. Ancak belediye işçilerinin insanca yaşamasına yetecek ücret talebinin tek muhatabı belediye işverenleridir. Yaşanan olumsuzlukların faturasının sendikamıza kesilmek istenmesi ise asla kabul edilemez.
Belediyeler de bu süreçte ekonomik krizin bütçelerine olumsuz yansımasına ve yaşadıkları zorluklara işaret etmektedir. Ancak belediye yönetimlerinden talebimiz; mali politikalarını ve faaliyetlerini, belediye hizmetlerini tüm zorlu koşullara rağmen sürdüren, gece gündüz demeden çalışan, kentleri yaratan belediye işçi ve emekçilerini gözeten bir bakışla planlamasıdır.
Bağıtlanacak TİS’lerin ekonomik krizin üyelerimize yansıması dikkate alınarak bağıtlanması kaçınılmazdır. Ayrıca TİS bağıtlanmış işyerlerimizde gelinen durum itibarı ile eriyen ücretlerde iyileştirme yapılması artık bir zorunluluktur. İnsanca yaşanabilecek bir ücret temel talebimizdir.
Son olarak tekrar ediyoruz ki, CB Yönetimi ekonomiyi istikrarlı bir şekilde felakete sürükleyen politikalarından vazgeçmelidir. Belediye şirket işçilerinin kadro hakkı verilmelidir. CB Yönetiminin, yandaşları ve sermayeyi koruyan ekonomi politikalarındaki ısrarına karşı durmaktan ve işçi ve emekçiler lehine politikaların uygulanmasını sağlamaktan başka çaremiz yoktur.
Bütün çabamız, emeğimizi, haklarımızı ve geleceğimizi ezdirmemek için sınıf siyasetini esas alıp, sendikal örgütlülüğümüzü artırıp güçlendirerek emek ve demokrasi mücadelesini büyütmektir.