Meclis Genel Kurulu’nda Torba Yasa görüşmeleri sırasında kabul edilen önergelerle terör suçu nedeniyle görevden uzaklaştırılan belediye başkanı, başkanvekili ve meclis üyelerinin yerine İçişleri Bakanı ve vali tarafından görevlendirme yapılmasına ilişkin düzenlemeler tasarı metninden çıkarıldı. Bu düzenlemeler iktidar ve muhalefet partilerinin ortak önergeleri ile gerçekleşti.
DİSK/Genel-İş Genel Yönetim Kurulu daha önce "Belediyelere Kayyum Ataması ve Medya Üzerindeki Baskı" ile ilgili aşağıdaki açıklamayı yapmıştı.
Doğu ve Güney Doğu illerindeki çatışmaları öne sürerek bu bölgelerdeki belediyelere kayyum atamasını uzunca bir süredir gündemde tutan Hükümet, konuyla ilgili bir yasa tasarısını TBMM’ye getirmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nda değişiklik öngören düzenlemeler her zamanki gibi bir torba yasa tasarısı olarak getirilmiştir.
Hükümet tasarısı;
Bu düzenlemeler, terörle mücadele öne sürülerek yerel halk iradesinin yok sayılması ve bu iradenin gasp edilmesi anlamına gelmektedir. Yine bu düzenleme seçimle işbaşına gelmiş yerel yönetimlerin merkezi yönetime devredilmesi, merkezi hükümetin taşra örgütü haline getirilmesi anlamına gelmektedir.
Ayrıca, bu düzenlemenin süresi de belirsiz bırakılmakta ve böylece bir sonraki yerel seçimlere kadar yerel yönetim, Hükümet’e bırakılmaktadır. Bu, kabul edilemez, hukuk dışı bir durumdur.
Diğer yandan başarısız darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü halin kalıcı bir baskı rejimine dönüşme eğilimi ortaya çıkmıştır. Yargılamalar, yargılama yöntemleri, medya sansürü ve medya mensupları üzerindeki baskılar, kamu personelinin işten çıkarılma yöntemleri, görevden uzaklaştırmalar, gazete kapatmalar, sendika kapatmalar bu eğilimin somut göstergeleridir. En son Özgür Gündem Gazetesi’nin kapatılması yönetici, yayın yönetmeni ve yazarlarının göz altına alınması kararları basın kuruluşları üzerindeki baskının sadece olağanüstü halin gerekçesindeki FETÖ soruşturması ve önlemleri ile sınırlı kalmayacağını gözler önüne sermiştir. Gazeteci Can Dündar’ın Cumhuriyet Gazetesi genel yayın yönetmenliğini bırakmak zorunda kalması ve ülkeyi terk etmesi de olağanüstü halin herkese dokunacağının işareti olarak görülmelidir.