Çalışma yaşamını ele alırken “dijitalleşme”, “işin geleceği”, “dördüncü sanayi devrimi” gibi kavramlardan bahsetmek artık kaçınılmaz hale geldi. Teknolojinin ilerlemesi işlerin yapılma biçimini, istihdam ilişkilerinin kurulma biçimini etkilediği için bizi de yakın ilgilendiriyor.
Otomatik çalışan yapay işletim süreçleri ve teknolojik platformları kullanan şirketler yeni bir işçilik anlayışı oluşturuyorlar. Bu yeni işçinin, daha bağımsız, daha yenilikçi ve değişime daha kolay uyum sağlaması bekleniyor. Bu değişim ise var olan kurumlardaki işçinin mevcut yasalar ve sosyal güvenlik standartları çerçevesinde korunması konusunda tartışmaları gündeme getiriyor. Diğer yandan ise teknoloji bu değişimleri getirerek işçi hakları ve insan onuru bakımından yalnızca baskı üreten bir araç olarak değil; aynı zamanda bu hakların uygulanması için bir özgürleştirici araç olarak da görülüyor. Ekim ayında 15’ten fazla ülkeden iş hukuku avukatı Cielo Laboral kongresinde bir araya gelerek bu konuyu ele aldı.
Cielo Laboral, iş yasası üzerine çalışmalara odaklanan küresel bir kongre. 12-13 Ekim 2018 tarihlerinde Uruguay’ın Montevideo kentinde ikincisi düzenlenen kongrede yeni çalışma türleri, dijitalleşme, robot bilimi, küreselleşme ve işçi sağlığı ve işçilerin özel yaşam hakkı gibi konular da tartışıldı. “Dördüncü Sanayi Devrimi ve Küreselleşme: İstihdam, sağlık ve özel yaşamın işçiler açısından önümüzdeki güçlüklere karşın korunması” başlığıyla yayımlanan raporda altı tane genel sonuca yer verildi.
- Teknoloji insana hizmet etmelidir. İnsan onuru, yıkıcı teknolojilerin getirdiği tehlikelere karşı korunmalıdır. Bu nedenle, devletler, uluslararası düzenlemeler ve sosyal diyalog mekanizmaları hukukun üstünlüğünü garanti ederek vatandaşların ve işçilerin insan haklarını teknolojinin getirebileceği risklere karşı savunmalıdırlar.
- Yeni dijital dönemde, istihdam ilişkilerinin aldığı yeni biçimler içerisinde işçi kavramı gündeme alınmalıdır. Aynı zamanda, şirketlere etik değerleri katabilmek için Dördüncü Sanayi Devrimi’nin dijital istihdam anlayışını yeniden şekillendirmek de genel anlamda gereklidir. Benzer şekilde, dördüncü devrimin teknolojik gelişmeleri bağlamında işveren modeline hakim normları da yeniden tasarlamak da gerek arz etmektedir.
- Çalışma ilişkilerinin uluslararasılaşması sonucu ulusal düzeyde gündeme gelen konulara çözüm arayışı, uluslararası açıdan karşılaşılan güçlüklerin gündeme getirilmesini gerekli kılmaktadır. Dikkate alınması gereken bazı faktörleri ve riskleri belirtirsek: şirketlerde taşeronlaşma; emek piyasasının dönüşümü; emek piyasasının dijitalleşmesi ve sağlık üzerine etkisi.
- Küreselleşme, herkes için insan onuruna yakışır çalışmayı da içeren uluslararası emek standartlarına ve demokratik özgürlükler ile bireysel ve çalışma ilişkilerindeki toplu haklara dayanan yeni bir toplumsal sözleşmeyi gerekli kılmaktadır.
- Yeni teknolojilerin işçi haklarına yönelik oluşturduğu tehditlerle yüzleşmeliyiz.
- Özel hayat - iş yaşamı dengesi ve özel yaşam hakkı bakımından, işçilere yirminci yüzyılın geride kalan pratikleri ile mücadele etmeleri için gerekli donanım sağlanmalıdır. İş / özel yaşam dengesi için çalışma saati düzenlemeleri garanti altına alınmalıdır. Özel yaşam hakkı, telekomünikasyon gibi teknolojiler kullanılırken korunmalıdır.
Kaynak: https://www.ilo.org/global/topics/future-of-work/news/WCMS_648778/lang--en/index.htm