Bütün Biçimleriyle Çocuk İşçiliğine Son Vermek Mümkündür

12.06.2024

Bugün; okuması, oyun oynaması, sağlıklı ve güvenli yaşaması, sosyal devletin koruması altında olması gerekirken, sömürüldüğü, şiddet gördüğü, istismara uğradığı bir dünyada yaşamak zorunda bırakılan çocukların günü, 12 Haziran.

2015’te imzalanan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile 2025 yılına kadar çocuk işçiliğinin her türünün sona erdirilmesine karar verildi. Yıl 2024, ancak bir arpa boyu kadar yol alınamadı. Çocukların zorla çalıştırılması, modern kölelik, insan ticareti, çocukların asker olarak kullanılmaları dahil çocuk işçiliğinin en kötü türleri devam ediyor. Zorunlu eğitim kapsamındaki MESEM’de çocuklar tam zamanlı ve ucuz işgücü olarak çalıştırılıyor, mevsimlik tarımda çocuk işçiliği önlenemiyor.

Ülkemizde de çocukların işçileştirilmesi süreci tüm hızıyla devam ediyor. Çocukların işçileştirilmesi; çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, zihinsel ve fiziksel gelişimlerini olumsuz etkileyen sonuçlarıyla büyük bir problemdir. Çocuklar için zihinsel, fiziksel, toplumsal ve ahlaki yönden tehlikeli ve zararlı işler, çocukları okula devam etmekten alıkoyan işler, çocukları okuldan daha erken ayrılmaya mecbur bırakan işler, çocukların okullarıyla birlikte yürütmek zorunda kaldıkları ağır ve uzun işler çocukların hem bugününü hem de geleceğini karartan derin bir eşitsizliğin sonucudur.

Giderek artan yoksulluk dolayısıyla kanıksanmış, sıradan hale gelmiş olan çocuk işçiliğinin bir an evvel son bulması için öncelikle iktidarın sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor. Bununla birlikte daha çok çabanın ve samimi bir kamuoyu duyarlılığının ve talebinin gelişmesi de şarttır.

Çocuklar çalışmak zorunda kaldıkları için ölüyor ya da yaralanıp engelli hale geliyor. Ruhsal olarak yaşadıkları çöküntü ise bu koşullarda konuşulamayacak biçimde önemsiz hale getiriliyor. Çocukların hakları vardır: en başta insanca koşullarda yaşamak hakkı.

Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 26’sını çocuklar oluşturmaktadır. Ancak ekonomik sıkıntılar ve yoksulluk nedeniyle çocuklar, 18 yaşına bile basmadan fiziksel, zihinsel, eğitsel, sosyal, duygusal ve kültürel gelişimlerine zarar veren işlerde çalışmaya itilmektedir. Sendikamızın Araştırma Dairesi (em-ar)’ın Gelir Eşitsizliği Ve Yoksulluk Raporu’na göre; “Türkiye’de neredeyse her 10 çocuktan 3'ü yoksuldur. Çocuk yoksulluğu oranları ile çocukların en temel gereksinimleri olan beslenme, sağlık, eğitim ve barınma imkânlarından yoksun olma oranları arasında doğru bir orantı vardır. Bu durum, çocukların maddi, manevi ve duygusal açıdan gelişimlerini olumsuz etkilemektedir. Bu koşullar altında, zihinsel ve bedensel gelişim açısından temel gereksinimleri karşılanmayan çocuklar, erken yaşlarda çalışma hayatına katılarak işçi olmaktadır. Çocuk işçiliği, devletin çocukları koruma politikalarının yetersizliğinin bir sonucu olduğu gibi, sosyal ve ekonomik politikalardaki adaletsizliğin bir yansımasıdır”.

Türkiye’de çocuk işçiliğinin sona erdirilmesine yönelik politika ve çalışmalar yetersizdir. Çocuk işçiliğiyle mücadele toplumsal bir mücadeledir. Gerçek anlamda çocuk işçiliğine karşı mücadele; yoksullukla, gelir dağılımı eşitsizlikleriyle, ucuz ve güvencesiz çalışmayla mücadeledir. Çocuk işçiliğinin önüne geçmek için öncelikle çocukların temel sağlık, bütün çocukların ulaşılabildiği ve kapsayıcı eğitim, gelişim ve barınma ihtiyaçları kamusal olarak karşılanmalıdır. Sosyal politikalar kapsamında gelir dağılımı, istihdam, ücretler, sosyal güvenlik gibi sosyal ve ekonomik alanlarda iyileştirmeler yapılmalı ve çocuk yoksulluğu önlenmelidir.

Çocuk işçiliğiyle mücadelenin en önemli anahtarlarından biri de sendikalaşmadır. Sendikal örgütlülüğün olduğu işyerlerinde çocuk işçi olmaz! Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’nde siyasal iktidar başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları çocuk işçiliğini sona erdirmek, her çocuğun güvenliğini ve iyi olma halini sağlamak için etkin ve kararlı mücadeleye çağırıyoruz.

 

 

Bütün Biçimleriyle Çocuk İşçiliğine Son Vermek Mümkündür