10.12.2024
ETUC Genel Sekreteri Esther Lynch, 6 Aralık’ta gerçekleştirdiğimiz Başkanlar Kurulu öncesi Genel Merkezimizdeki basın toplantısına katılarak açıklamalarda bulunmuştu. Lynch’in yaptığı konuşmanın tam metnini buradan paylaşıyoruz:
ETUC Genel Sekreteri Esther Lynch:
Sevgili Arzu, Sevgili Yoldaşlar,
Burada olmak, ETUC üyesi 45 milyon işçi ve onların sendikaları adına dayanışma dileklerini iletmek benim için büyük bir onur.
Gelecek hafta, 10 Aralık, İnsan Hakları Günü’nü kutlayacağız. İnsan Hakları Günü, tüm hükümetlere, insan haklarına ve bu hakları savunanlara yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunu hatırlatan bir gündür.
Sendikal haklar da temel insan haklarıdır.
Üyelerimiz ve işyeri temsilcilerimiz, her gün, ücretlerin ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için mücadele ederken, aynı zamanda sendikaya üyelik hakkı ve toplu sözleşme hakkı gibi temel insan hakları için de durmaksızın mücadele etmektedir.
Buraya, Türkiye hükümetine, insan hakları sözleşmelerine uygun olarak sendikal hakları koruma ve güçlendirme yükümlülüğü olduğunu hatırlatmak için geldim.
İşçilerin, herhangi bir korku veya tehdit olmadan sendikalara üye olabilmesi, sendikal faaliyetlere katılabilmesi gerektiğini, toplu sözleşme ve grev haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Buraya ayrıca Avrupa Birliği’nin dikkatini çekmek için geldim. AB, gerek AB üyeliği sürecinde, gerekse AB-Türkiye Ortaklık Anlaşması’nda veya yatırım platformu çerçevesinde insan haklarına saygı talep etmelidir. Türkiye’nin, insan hakları kurumlarının kararlarını uygulama yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlanmalıdır.
ETUC, insan hakları örgütlerinin Türkiye’nin sendikal hakları güvence altına almakta başarısız olduğuna dair endişelerini paylaşmaktadır. Ayrıca, terörle mücadele yasalarının suiistimal edilerek sendikaları hedef alacak biçimde uygulanmaması gerektiği konusunda da aynı endişeyi taşımaktadır.
DİSK Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Başkanı Remzi Çalışkan gibi sendika yöneticilerinin durumu konusunda ciddi kaygılar dile getiren üyelerimizin yanındayız.
Ayrıca, AİHM’nin, tutuklu yargılama sürecinin, AİHM Sözleşmesi’nde güvence altına alınan birçok hakkı ihlal ettiğine dair verdiği kararları hatırlatmak istiyorum.
Mesajımız açıktır: Yargılama süreçleri, asla, emekçiler arasında korku iklimi yaratmak için kullanılmamalıdır.
Sendika yöneticileri hedef alındığında, işçilere verilen mesaj şudur: “Dikkat edin, yöneticilerinize bunu yapıyorsak, size neler yapabileceğimizi hayal edin.” Bu tehdit, işyerlerinde, toplumda ve demokraside insan haklarının kullanılabilmesi önünde büyük bir tehdit yaratmaktadır. Sendika düşmanı ayrımcılık, örgütlenme özgürlüğü önündeki en ciddi ihlallerden biridir.
İşte bu yüzden, adalet talebiniz bu kadar önemlidir.
Çalışma hayatında söz sahibi olabilmek ve saygı görmek için sendikamızı savunmalıyız. İşyerlerimizde, sendikalarımızda ve Avrupa düzeyinde ETUC’ta birlikteyiz, yan yanayız.
Hepinizi dayanışma duygularımla selamlıyorum.