Dünyadan Dayanışma Mesajları
Uluslararası sendikalar DİSK’e yönelik tehdit ve tutuklamalar karşısında dayanışma mektupları gönderdiler. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikası (EPSU) ve Avrupa Ekonomik Sosyal Konseyi (EESC) İşçi Grubu Türkiye hükümetine ve uluslararası kamuoyuna hitaben yaptığı açıklamalarda, hukuksuz tutuklamalar, temel hakların ihlali ve sendikal faaliyetlerin kriminalize edilmesine karşı endişeler dile getirildi.
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC): Remzi Çalışkan Serbest Bırakılsın
27 Kasım 2024 tarihli mektubunda ETUC Genel Sekreteri Esther Lynch, DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Başkanı Remzi Çalışkan’ın hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alınmasını kınadı. Lynch, Çalışkan’ın gazeteciler, insan hakları savunucuları ve bir belediye başkanıyla birlikte terör suçlamalarıyla hedef alındığını, ancak dosyanın avukatlara kapalı tutulduğunu belirtti. ETUC, bu durumun Türkiye’de örgütlenme özgürlüğüne yönelik açık bir ihlal olduğunu vurguladı ve Çalışkan’ın derhal serbest bırakılmasını talep etti.
EPSU: Sendikal Haklar Kriminalize Ediliyor
EPSU Genel Sekreteri Jan Willem Goudriaan, hem Türkiye’nin AB Delegasyonu’na hem de Çalışma ve İçişleri Bakanlıklarına yazdığı mektuplarda, gözaltına alınan sendikacıların derhal serbest bırakılmasını talep etti. EPSU, Genel-İş’in 150.000’den fazla belediye işçisini temsil eden önemli bir sendika olduğunu ve bu saldırının sendikal faaliyetlerin meşruiyetini zayıflatmayı amaçladığını ifade etti. Goudriaan, sendikal hakların korunmasının uluslararası işçi standartlarına uygun olması gerektiğini vurguladı.
AB Delegasyonu’na Çağrı: Demokratik Haklar İçin Harekete Geçin
EPSU’nun, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’na yazdığı mektupta, gözaltıların sendikal faaliyetlere katılım nedeniyle gerçekleştiği iddia edildi. Türkiye’nin demokratik haklar konusunda uluslararası sözleşmelere uymadığına dikkat çeken EPSU, AB’nin acilen bu duruma müdahale etmesini talep etti.
Bu dört mektup, Türkiye’deki işçi hakları ve örgütlenme özgürlüğü için Avrupa’daki sendikal hareketin güçlü dayanışmasını ortaya koyuyor. Avrupa’daki işçi örgütleri, Türkiye hükümetine baskıyı artırarak hukuksuz gözaltıların son bulması ve tutuklu sendikacıların serbest bırakılması için çağrıda bulunuyor.
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi (EESC) İşçi Grubu: Keyfi Tutuklamalara Son Verilsin
EESC İşçi Grubu Başkanı Lucie Studnicná, 28 Kasım 2024 tarihli dayanışma mektubunda, sendikacılar ve gazetecilere yönelik keyfi tutuklamaları kınadı. Studnicná, bu eylemlerin örgütlenme özgürlüğüne ve toplu pazarlık haklarına yönelik doğrudan bir tehdit olduğunu belirtti. Türkiye’de demokratik özgürlüklerin korunması için uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.
ITUC'tan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Çağrı: "Sendika Yöneticilerini Serbest Bırakın"
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), Türkiye'de sendika yöneticilerine yönelik tutuklama ve gözaltı dalgasına karşı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup göndererek endişelerini dile getirdi. ITUC Genel Sekreteri Luc Triangle tarafından yazılan mektupta, DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan'ın 26 Kasım 2024'te sabah erken saatlerde evine düzenlenen baskınla gözaltına alınması ve tutuklanması eleştirildi.
Mektupta, Çalışkan’a yönelik suçlamaların detaylarına dair gizlilik kararı nedeniyle resmi bir bilgiye ulaşılamadığı belirtildi. ITUC, bu durumun temel işçi haklarının ihlali anlamına geldiğini ve Türkiye’nin Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) nezdindeki yükümlülüklerine aykırı olduğunu vurguladı.
Mektupta, sendikacılara yönelik artan baskıların, ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmelerinde güvence altına alınan örgütlenme özgürlüğü haklarının açık bir ihlali olduğu bir kez daha ifade edildi.
ITUC, ILO Uzmanlar Komitesi’nin Terörle Mücadele Kanunu’nun işçi ve sendikal haklar üzerindeki olumsuz etkilerine dair endişelerine dikkat çekerek, Türkiye’nin bu konudaki uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini belirtti.
Mektupta, hükümete, Remzi Çalışkan ve diğer sendika üyelerinin derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı. Sendikacıların, meşru sendikal faaliyetleri nedeniyle adli kovuşturmalara maruz kalmaması gerektiği vurgulandı.
ITUC, 169 ülkede 191 milyon işçiyi temsil eden küresel bir örgüt olarak, Türkiye’deki sendikal hakların korunması ve özgürlüklerin yeniden tesis edilmesi çağrısında bulunuyor.