28/03/2022
Tarihin, yeniden yeniden her anlatıldığında “değişmesi” ihtimaline karşı hafızayı her koşulda canlı ve güvenilir kılmanın yolu onu yazılı hale getirerek kalıcılaştırmaktır. Sisteme muhalif toplumsal hareketlerin yakın tarihin resmi anlatısına yeterince eklemlenememesi ve görmezden gelinmesi, şaşırtıcı olmamakla birlikte üzerine gidilmesi gereken bir durumdur. İşçi sınıfının tarihsel birikimi açısından da aynı problemin varlığı söz konusu olduğundan, geçmişin unutturulma çabası karşısında çözüm üretmek büyük önem taşır.
Geçmişin bilgi ve deneyimlerini, başarı ve başarısızlıklarını, kazanımlarını ve kaybedilenleri anmak, anlamak ve değerlendirmek ve bu yeni deneyimle yeni yollar için rota oluşturmak gidilecek yolu hem kısaltacak hem de daha konforlu hale getirecektir, kuşkusuz. Bu nedenledir ki, uzun mücadele birikimini akılda tutmak, gelecek kuşaklara aktarmak ve bugünü daha iyi anlayabilmek için DİSK kolları sıvadı ve oldukça hacimli bir tarih çalışması yaptı.
2 ciltten oluşan tarih çalışmasının ilki Şubat 2020’de yayımlanmıştı ve DİSK’in 1967-1975 dönemini mercek altına alıyordu. DİSK Tarihi’nin 1975-1980 arasını konu alan 2. cildi ise geçtiğimiz günlerde yayımlandı. DİSK’in kuruluşuna giden süreci, kuruluşu, gelişimi ve bütün bir mücadele serüvenini bugüne taşıyan DİSK Tarihi, DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından ve Aziz Çelik editörlüğünde hazırlanmıştır.
1967 ile 75 yıllarını kapsayan 1.cildin alt başlığı “Kuruluş-Direniş-Varoluş”tu. 1. cilt DİSK’in kuruluşundan 5. Genel Kurul’un toplandığı Mayıs 1975 yılına kadar olan yıllardaki gelişmeleri kapsıyor ve 4 ana bölümden oluşuyordu. Bunlar; Osmanlı’nın son dönemlerinden 1960’lara kadar ki Türkiye işçi sınıfının mücadelesinin anlatıldığı “DİSK’e Giden Yol”; DİSK’in kuruluş sürecinin anlatıldığı “Kuruluş”; 1967 ve 1970 15-16 Haziran arası dönemi ele alan “Varoluş ve Direniş” ile“12 Mart Döneminde ve Sonrasında DİSK” başlıklarını taşıyor.
1975-1980 dönemini kapsayan 2. cilt ise “Dayanışma-Direniş-Umut” alt başlığıyla yayımlandı. Arşivlerdeki binlerce kaynak, belge ve fotoğraftan yararlanılarak hazırlanan kitabın 2. cildi oldukça hacimli; 920 sayfadan oluşuyor.
DİSK geçmişinin bilgisi ve deneyimini bugüne aktarmak fikri, içinde bulunduğumuz koşullarda işçi sınıfının hafızasını tazelemenin yanında katedilen yolu gösteriyor ve geleceğe dair umudu canlı tutuyor. Bu açıdan çok yerinde ve anlamlı bulduğumuz bu çalışmanın hem sınıfsal hem siyasi olarak bir ayna görevi göreceği açıktır. Emek mücadelesi, Türkiye işçi sınıfının yaşadığı dönüşümler, sorunlar ve mücadele pratik ve perspektifine dair geniş bir panorama sunan kitabın, kolektif bir emeğin ürünü olarak çok yazarlı olmasının avantajlarını taşıyor.
DİSK Tarihi’nin 2. cildinde DİSK tarihindeki gelişmelere, mücadelelere, başarılara ve eksiklere, DİSK’in eylem ve etkinliklerine, kırılma ve dönüm noktalarına, iç tartışmalarına olabildiğince nesnel bir şekilde yer verilmeye çalışılmış. DİSK eylemlerinde, grevlerinde ve çalışmalarında öldürülen DİSK’liler ile DİSK üyesi sendikaların monografilerinin de yer aldığı kitapta, DİSK’e emek veren çalışanların biyografilerinin de yer alması insanı önceleyen incelikli bir düşüncenin ürünüdür.
2. ciltte 1975-80 dönemi iki başlık altında toplanmıştır: Birincisi “Zamanın Akışının Hızlandığı Yıllar” adıyla Mayıs 1975 ile Aralık 1977 arasındaki dönemi kapsıyor. Bu dönemde DİSK’in kurumsallaşması, 1 Mayıs mitingleri, DGM Direnişi, MC iktidarına karşı geliştirilen mücadele pratiği, DİSK’in örgütsel profili, katılan sendikalar ve artan üye sayısı ile konfederasyon içinde değişen dengelere ilişkin bilgiler ve iç tartışmalar detaylarıyla yer alıyor. İkinci bölüm ise 1978-1980 arasını anlatan “Zor Yıllar” başlığı altında dönemin ekonomik krizi, grevler, direnişler, eylemler, 1 Mayıslar, Demokrasi Mitingleri ile birlikte 12 Eylül Darbesi ve Kemal Türkler’in katledilişi başlıklarıyla bütün bir dönemi ayrıntılarıyla gözler önüne seriyor.
DİSK, 50 yılı aşkın mücadelesinde gündeliğin akışına kapılmadan işçi sınıfını önceleyen tavrıyla duruşundan taviz vermeden ve çokça bedel ödeyerek bugünlere geldi. Bu kitap geçmişin uzun soluklu bir özetini yaparken DİSK’in üzerine inşa edildiği temellerin dayanıklılığını ve gücünü gösteriyor. Yöneticileri idamla yargılanmış, kurşunlanmış, öldürülmüş, faaliyetleri sınırlanmış ya da yasaklanmış, üyeleri işkencelerden geçirilmiş, mal varlıklarına el konulmuş türlü sıkıntılarla boğuşmuş bir işçi örgütü olarak DİSK’in tarihini bir Türkiye tarihi olarak okumak da mümkündür.