29/10/2017
OHAL rejiminin kalıcılaştırıldığı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin işlevsizleştirildiği ve ülkemizin hukuk devleti ve demokrasi ilkelerinden uzaklaştırıldığı bir ortamda Cumhuriyeti kutluyoruz.
Cumhuriyet halk egemenliği, bağımsızlık ve laiklik demektir. Cumhuriyeti geliştirmek bu ilkelere bağlı kalmayı; bu ilkelerden taviz vermemeyi gerektirir.
Bu ilkeler ancak gelişmiş bir demokrasi ile korunabilir; geliştirilebilir. Bu ilkeler aynı zamanda barışında güvencesidir.
Sosyal olmayan bir cumhuriyet “kimsesizlerin kimsesi” olamaz. Halk egemenliğinden doğan cumhuriyet sosyal olmadığı zaman sermayenin saltanatına dönüşür. Bu bakımdan işçi sınıfı mücadelesi aynı zamanda demokratik ve sosyal bir cumhuriyet mücadelesidir.
Yurttaşların eşit, ve özgür olarak yaşadıkları; sendikal hakların engellenmediği, taşeron şirket işçiliğinin ve köleci çalışma biçimlerinin olmadığı, işçilerin çalışırken ölmediği, açlığın, sefaletin, baskı ve şiddetin değil; barışın, kardeşliğin ve özgürlüğün kol gezdiği demokratik ve laik bir cumhuriyette yaşamak için mücadele etmeye devam edeceğiz.