03/12/2021
Dünya Engelliler Günü, engelli bireylerin sorunlarına dikkat çekmek ve çözümler üretmek için çeşitli etkinliklerin uluslararası alanda organize edildiği bir gün olarak engellilerin engelli olmayanlarla eşit haklara sahip olması gerektiğine vurgu yapar.
Bu özel gün yılda bir kez olsun engelli bireylerle empati yapmak, sorunları üzerine düşünmek ve çözüm üretimine dikkat çekmek ve dayanışmak için önemli olsa da; engellilerin sorunlarının daha fazla gündemleşmesi ve yaşam akıp giderken onların da kamusal alanda varlık göstermesinin önünün bir an evvel açılması gerekmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 1 milyardan fazla insanın en az bir tür engelle yaşadığı tahmin ediliyor. Bu, dünya nüfusunun yaklaşık %15'i. Türkiye’de ise 2021 yılının Ağustos ayı itibariyle resmi olarak belirlenebilen engelli birey sayısı 2 milyon 511 bin 950, ağır engeli olan kişi sayısı ise 775 bindir.
Görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir toplum kesimi olarak engellilerin, toplumsal yaşama katılımı, sosyal haklara ve özellikle çalışma yaşamı ve sağlık hizmetlerine erişimi oldukça sınırlıdır. Dünya genelinde engellilerin yarısından fazlasının az gelişmiş ve yoksul ülkelerde yaşıyor olması dolayısıyla, özellikle herhangi bir iş kolunda çalışmayan engellilerin sağlık başta olmak üzere pek çok hakkı bu olumsuzluk üzerinden ihlal edilmektedir. Sadece UNESCO’nun gelişmekte olan ülkelerdeki engelli çocukların %90’ının okula gitmediğini belirten raporu bile temel insan haklarının pek çoğunun karşılanmadığının bariz göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Ülkemizdeki engelli bireylerin % 78’i işgücüne katılamıyor; tedaviye gereksinimleri olduğu halde neredeyse yarısı tedavi olanaklarını kullanamıyor. Bu bireyler, hâlihazırda çalışma yaşamına katılmalarını engelleyen ve kendilerini daha büyük yoksulluk ve sosyal dışlanma riskine maruz bırakan zorluklarla mücadele etmek zorunda bırakılıyor.
Çalışma yaşamını engelli bireyleri de kapsar hale getirmek, yaşam ve çalışma kalitesini artırmak, düşük ücret ve güvencesizlikten çıkarmak bugün engellilerin temel hak ve talepleriyken bunlar yeterince karşılanmıyor. İş Kanunu’na göre 50’den fazla çalışana sahip özel sektör işletmelerinin çalışanlarının en az %3’ünün engelli bireyler olması gerekiyor. Kamu sektöründe ise engelli kontenjanı en az %4 olmalı, ancak bu yükümlülükler tam olarak yerine getirilmiyor. 2021 verilerine göre engelli memurlara sağlanması gereken istihdam sayısı 193 bin 369 olmalıyken ağustos ayı itibarıyla engelli memur sayısı 58 bin 520. 2021 Ağustos ayında özel sektörde 50 kişiden fazla ve az çalışanı olan kamu kuruluşlarında çalışan engelli birey sayısı ise 100 bin 428’dir. Ancak bu sayının 107 bin 246 olması gerekiyor. 2015’ten 2021 Ağustos'a dek özel sektörde aktif olarak çalışan engelli birey sayısı, çalışması gereken engelli birey sayısının önüne hiç geçmemiş. Bu haliyle olması gereken engelli istihdam rakamlarına yaklaşılamıyor.
Kamuda ve özel sektörde engelli kotasının artırılması devletin; çevresel ulaşım hakkı çerçevesinde, engellilerin sokak ve caddelerde ulaşımını sorunsuz sağlayacak altyapıyı kurmak belediyelerin görevidir. Kamu ve özel kurum ve kuruluşların iş yerlerinin, engellileri engellemeyecek şekilde inşa edilmesi ve bu doğrultuda denetlenmesi zorunludur. Yardımcı teknolojilerin engelliler yararına kullanılması ve erişimlerinin kolaylaşması, yeni altyapı ürün ve hizmetlerinin evrensel tasarım ilkelerine uygun herkes tarafından erişilebilir, anlaşılabilir ve kullanılabilir olması gerekiyor.
Ya acıyarak bakılan ya da görmezden gelinen engellilerin en az diğer insanlar kadar kamu hizmetlerinden faydalanma ve çalışma yaşamına katılma hakkı vardır. Toplumsal duyarsızlıkların törpülenmesi, engellilere yaklaşımda önyargıların kırılması ve var olan eşitsizliklerin bir an önce son bulması gerekiyor. Çünkü engelli bireyler başta olmak üzere tüm dezavantajlı gruplara yoklarmış gibi davranmak bu insanların sorunlarını daha da derinleştiriyor.